Esas No: 2020/8163
Karar No: 2022/4888
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8163 Esas 2022/4888 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8163 E. , 2022/4888 K.Özet:
Davacı, davalı banka aracılığıyla gerçekleştirdiği akreditif işleminde satıcı firma tarafından sahtecilik yapıldığını ve davalı bankanın incelemesi sonucu uygun görüldüğünü iddia ederek, zarar gördüğünü belirtmiştir. Ancak mahkeme, davalı bankanın yaptığı incelenmenin sadece belgelerin dış görünüşünü değerlendirmesi gerektiğini ve incelenen belgelerin dış görünüşü itibariyle uygun olduğunu tespit etti. Bu nedenle, davalı banka sorumlu tutulamaz. Karar temyiz edildi ancak Yargıtay, mahkemenin kararını onayladı.
Kanun Maddeleri: UCP 600 kuralları, ISBP.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.07.2020 tarih ve 2012/117 E. - 2020/340 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin ithalatçı/alıcı amir konumunda davalı bankanın ... Bölge Şubesi aracılığıyla akreditif işlemini gerçekleştirdiğini, ancak bu akreditif işleminde satıcı/ihracatçı firma olan Çin menşeili firmanın hukuka ve özelde akreditif hukukuna aykırı şekilde hatta sahteciliği açıkça belge metninden de belli olan birçok belgeyi davalı bankaya akreditif belgesi olarak sunduğunu, tüm bu olumsuz işlem ve belgelere karşın davalı bankanın eksik ve hatalı incelemesi sonucu bu belgelerin davalı tarafından uygun görülerek kabul edildiğini, ibraz konusu belgeler amir barka nezdinde uygun bulunduktan ve amire teslim edildikten sonra müvekkilin malları çektiğini, ancak malların uygunsuz olduğunu bu aşamada görüldüğünü, bankanın akreditif belgelerini uygun bularak işlem yapmasında ve satıcı/ihracatçı firmanın bu belgelere dayalı olarak bankadan ödeme almasında müvekkilinin davalı bankanın ihmal, özensizlik vs... kusurlu davranışları sonucu zarara uğradığını ileri sürerek, akreditif işlemine konu tutarın haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, evrak incelemesi dahil tüm işlemlerin banka tarafından akreditif kurallarına uygun yerine getirildiğini, proforma faturanın akreditif belgesi olmadığını ve davacının davada yer verdiği diğer konuların da akreditif ilişkisi içerisinde müvekkili bankaca hukuka uygun olarak karşılandığını, analiz gerekçe gösterilerek akreditif açan bankaya kusur yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı amir bankanın sadece belgelerin varlığını aramakla yükümlü olup, incelemesini belgelerin dış görünüşlerine göre yapmasının yeterli olduğu, davalı banka tarafından incelenen belgelerin dış görünüş itibariyle akreditif şartlarına, UCP 600 kurallarına ve ISBP’ye uygun olduğu anlaşıldığından ve dış görünüşü itibariyle uygun bulunan analiz sertifikasına dayanarak ödeme yapan davalı bankanın ithalatçıya karşı ödeme miktarından sorumlu olmadığı, ayrıca akreditif lehtarı ile davacı şirket arasında akdedilen satım sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin akreditif lehtarınca yerine getirmemesinden dolayı davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, aynı taraflar arasında görülen ve Dairemizin 2014/8494 esas 2015/5665 karar sayılı bozma ilamına konu olan dosyanın işbu dosya ile birleştirilmiş olmasına ve mahkemece asıl davada yapılan incelemeye ek olarak birleşen davada da bozma ilamına uygun şekilde inceleme yapılmış olmasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.