Esas No: 2022/3191
Karar No: 2022/4970
Karar Tarihi: 16.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3191 Esas 2022/4970 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3191 E. , 2022/4970 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 16.04.2019 tarih ve 2017/226 E. - 2019/231 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 07.01.2020 tarih ve 2019/1711 E. - 2020/63 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin iplik imalatı yapan bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirketin 04/07/2017 ve 25/07/2017 tarihli sözleşmelerle toplamda 50 tonluk pamuk ipliğini davalı şirkete sevk etmek üzere anlaştıklarını, sözleşme gereğince ödemelerin gününde yapılmaması halinde aylık TL'de %5 USDde %2 vade farkı uygulanacağını, reklamasyon süresinin 1 hafta olacağına karar verildiği, müvekkili şirketin sevkiyat ve sözleşme şartlarına uyarak 12/07/2017 tarihinde 10.182 kg, 18/07/2017 tarihinde 13.571 kg, 25/07/2017 tarihinde 7.920 kg olmak üzere sevkiyatın 3 partisini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin sözleşme şartlarına uyarak kendi üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirirken, davalı şirket sözleşmede reklamasyon süresinin 1 hafta olmasına bakmaksızın 3. sevkiyat sonrası sözleşmeye aykırı olarak iplik türünü bahane etmek suretiyle sözleşmeyi feshettiğini sözlü olarak bildirdiğini ve müvekkili şirkete iade faturası kestiğini, 18/08/2017 tarihli ihtarname ile iade faturasının davalı tarafa iade edildiğini, davalı tarafın satış sözleşmesine konu iplikler için sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak belirlenen süreden sonra Denizli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/69 D.iş dosyası ile ipliklerin ayıplı olduğunu iddia ederek rapor alınmasını talep ettiğini, tarafların uymakla yükümlü olduğu sözleşmede reklamasyon süresinin bir hafta olduğunu, tarafların sözleşme doğrultusunda bir hafta içerisinde malı incelettirme ve inceleme sonucunda, malın ayıplı olduğu anlaşılırsa davacı firmaya ihbarla yükümlü olduğunu, davalı firmanın, inceleme ve ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiği için sözleşmede belirtilen 1 haftalık sürenin geçmesinden itibaren davalı tarafın bu sözleşmeye göre ayıp iddiasına dayanamayacağını, TTK ve TBK hükümleri doğrultusunda süresi içinde ve usulüne uygun yapılmamış ayıp ihbarıyla birlikte davalı firmanın seçimlik başvuru haklarını kaybetmekte ve malı olduğu şekliyle kabul etmekte olduğunu, davalının sözleşme gereği yapması gereken ödemeleri yapmadığını davalının 19.673,28 USD tutarında borçlu olduğunu ileri sürerek 75.360,46 TL'nin (19.673,28 USD'nin dava tarihi itibariyle karşılığı olan) dava tarihi itibariyle işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın iddia ettiği sözleşmeleri kabul etmediklerini, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında farklı tarihlerde iplik alımı yapıldığını, bu durumun her iki tarafın ticari defterlerinde de yer aldığını, davaya konu 25/07/2017 tarihli fatura bedeli olan 19.637 Amerikan doları, davacı tarafın iplik verme edimini gizli ayıplı olarak sunması nedeniyle ve bu durumun çeşitli vasıtlarca davacıya bildirildiğinden ödenmediğini ve ödemezlik def'i hakkı kullandığını, davacı firmadan satın alınan ipliklerin dokuma yapılıp satıldığından, satın alınan firmalarca boya yapıldığında gizli ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bu durumun derhal davacı firmaya sözlü, mail yolu ile bildirildiğini, davalı şirketin depolarında bulanan ipliklerde ve davalı şirketin müşterilerinden iade edilen kumaşlardaki gizli ayıbın Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/69 D.iş dosyası ile tespit edildiğini, bilirkişi raporunda da gizli ayıp bulunduğunun belirtildiğini, ayıp ve ihbar sürelerinin geçmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında, davalı şirkete satışını yaptığı toplam 31.673 kg pamuk ipliğini, 10.182 kg için 12/07/2017 tarihli 93.999,97 TL bedelli, 13.571 kg için 18/07/2017 tarihli 122.056,36 TL bedelli, 7.920 kg için 25/07/2017 tarihli 285.912,21 TL bedelli olmak üzere toplam 285.912,21 TL (79.958,40 USD) e-fatura düzenlediği, söz konusu faturalar karşılığında davalı şirketin 09/09/2017 vadeli, 214.059,98 TL (60.285USD) bedelli çek verdiği, davacı şirketin bakiye 75.360,46 TL (19.673,28 USD) alacaklı göründüğü, davacı şirketin, davalı şirkete teslimini yapmış olduğu toplam 31.673 kg (559 çuval) 12/1 DKM Open/End Pamuk ipliğinin davalı alıcı şirkete teslim edildiğine ilişkin teslim belgelerinde "hatalı veya ayıplı mal teslim" alındığına dair herhangi bir şerh bulunmadığı, davacı şirketin, 12/07/2017, 18/07/2017 ve 25/07/2017 tarihlerinde davalı şirkete iplik satışını yaptığı, davalının teslim tarihinden itibaren 8 gün içerisinde muayene ve ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin belge olmadığı, davalı şirketin, davacı şirkete "temel fatura" senaryosunda düzenlenmiş olunan 07/08/2017 tarihli, 21.187 kg pamuk ipliği iade e faturasında "18.07.2017/152-25.07.2017/157 NL faturanıza istinaden düzenlenmiştir. Sevkiyat Daha Sonra Yapılacaktır." açıklamasının yazılı olduğu, iade faturasında pamuk ipliklerinin hatalı veya ayıplı olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmadığı, iade faturasında belirtilen pamuk ipliklerinin, davacı şirkete sevk ve teslim ettiğine ilişkin de belge ve bilgi bulunmadığı, Yörükler Boya ... Ltd. Şti.'nin, davalı şirkete düzenlemiş olduğu 11/08/2017 ve 20/09/2017 tarihli faturalarda "iade faturası" olduğuna dair herhangi bir açıklama bulunmadığı, bu iki faturanın mal satış faturası olduğu, Aren Kumaş... Ltd. Şti nin davalı şirkete düzenlemiş olduğu 11/08/2017 ve 11/09/2017 tarihli sevk irsaliyelerinde "Pamuklu Gab. Kumaş (Pepe E95001 siyah) Not tamir için sevk edildiği " yazılı olup, tamir için sevk edilen bu malların iadesi için 30/11/2017 tarihli iki adet faturanın davalı şirkete düzenlediği, bu sevk irsaliyeleri ile ve faturanın tarihlerinin, davalı şirketin, davacı yana düzenlemiş olduğu 07/08/2017 tarihli iade faturasından sonraki tarihler olduğu davacı şirketin, davalıdan 75.360,46 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalının malların ayıplı olduğuna ilişkin iddialarını ispat edemediği gibi ayıplı malların iade edildiğine ilişkin delili de dosyaya ibraz edemediği, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, TTK 23/son, TBK 223/2 maddesi hükümlerine göre davalı alıcının ihbar mükellefiyetini TTK 18/3 maddesi hükümlerine göre yerine getirdiğini ispatlayamaması nedeniyle satılanı kabul etmiş sayılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.860,92 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.