Esas No: 2022/1885
Karar No: 2022/13266
Karar Tarihi: 15.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1885 Esas 2022/13266 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1885 E. , 2022/13266 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20/10/2020 tarihli ve 2019/616 esas, 2020/339 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/02/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 29/10/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 06/12/2018 tarihli ve 2018/28355 soruşturma, 2018/6965 esas, 2018/5319 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne kamu davası açıldığı, iddianamede; 07/01/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan daha önce Malatya Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/03/2019 tarihli ve 2018/795 esas, 2019/179 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/04/2019 tarihinde kesinleştiği,
3- Sanığın denetim süresi içerisinde 30/06/2019 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan Malatya 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 26/11/2019 tarihli ve 2019/112 esas, 2019/151 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kanun yararına bozma istemine konu 20/10/2020 tarihli ve 2019/616 esas, 2020/339 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
4- Dosya arasında bulunan Malatya Çocuk Mahkemesi'nin 2019/21 esas ve 2019/119 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Şüphelinin 07/01/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/02/2017 tarihli ve 2017/745 soruşturma, 2017/109 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın şüpheliye 12/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği,
b-) Şüphelinin 30/07/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 04/01/2019 tarihli ve 2018/29537 soruşturma, 2019/90 esas, 2019/8 sayılı iddianamesi ile Malatya Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı,
c-) Malatya Çocuk Mahkemesi'nin 28/03/2019 tarihli ve 2019/21 esas, 2019/119 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine,
d-) Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi :
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ...'nün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-4 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli ve 2018/795 esas, 2019/179 sayılı kararının 29/04/2019 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30/06/2019 tarihinde kasıtlı olarak işlediği kasten yaralama suçundan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun’un 191/1-4 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli ve 2019/616 esas, 2020/339 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanık hakkında incelemeye konu mahkumiyet kararına ait suç tarihinin 29/10/2018 olduğu, sanık hakkında daha önceden 07/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan aynı nitelikteki eyleminden dolayı Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca 20/02/2017 tarihli ve 2017/745 soruşturma, 2017/109 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verildiği, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiğinden bahisle hakkında kamu davasının açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda Malatya Çocuk Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli ve 2019/21 esas, 2019/119 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği, kararın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından,
5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/02/2017 tarihli ve 2017/745 soruşturma, 2017/109 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında işlendiği anlaşılan incelemeye konu mahkumiyet kararına ilişkin olan 29/10/2018 tarihli eylemin, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile belirlenen denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle aynı maddenin 4. fıkrası kapsamında erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğu cihetle, eylemin müstakil bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli ve 2019/616 esas, 2020/339 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 29/10/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2018 tarihli ve 2018/28355 soruşturma, 2018/6965 esas, 2018/5319 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi gereğince doğrudan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Malatya 1. Asliye Ceza
Mahkemesi'nin 28/03/2019 tarihli ve 2018/795 esas, 2019/179 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/04/2019 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 30/06/2019 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine; Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli ve 2019/616 esas, 2020/339 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Malatya Çocuk Mahkemesinin 2019/21 esas ve 2019/119 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; şüphelinin 07/01/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 20/02/2017 tarihli ve 2017/745 soruşturma, 2017/109 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 12/06/2017 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra 30/07/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 04/01/2019 tarihli ve 2018/29537 soruşturma, 2019/90 esas, 2019/8 sayılı iddianamesi ile Malatya Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı, Malatya Çocuk Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli ve 2019/21 esas, 2019/119 sayılı kararı ile sanığın hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği,
5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında,
Somut olayda, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/02/2017 tarihli ve 2017/745 soruşturma, 2017/109 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında işlendiği anlaşılan incelemeye konu mahkûmiyet kararına ilişkin olan 29/10/2018 tarihli eylemin, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile belirlenen erteleme süresi içerisinde ve henüz 04/01/2019 tarihli iddianamenin düzenlenmesinden önce işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin 4. fıkrası kapsamında erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğu, eylemin müstakil bir suç oluşturmayacağı anlaşıldığından, inceleme konusu dosyada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılmakla CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “kamu davasının düşmesine” karar verilerek TCK’nın 61.maddesi gereğince cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde dikkate alınmak üzere Malatya Çocuk Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerindedir.
Ancak;
Malatya Çocuk Mahkemesinin 2019/21 esas ve 2019/119 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
1-Şüpheli hakkında verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına
başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin “15 gün” yerine “7” gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171, 172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, yine kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar her ne kadar yaşı küçük şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karara yaşı küçük şüphelinin ve dolayısıyla şüpheliye soruşturma aşamasında CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafiinin de itiraz hakkının bulunduğu, itiraz hakkının kullanılabilmesi için yaşı küçük şüpheliyi “temsilen” zorunlu müdafiine de ilgili kararın tebliğ edilmesi gerektiği, dosya içerisinde kararın zorunlu müdafiine tebliğ edildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı, açıklanan nedenlerle erteleme kararı kesinleşmediğinden erteleme süresinin işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla ihlal kabul edilen 30/07/2018 tarihli eylemin erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği, TCK’nın 191/4.maddesindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde şüpheli ve zorunlu müdafiine tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
2- Malatya Çocuk Mahkemesinin kabul ve uygulamasına göre de;
Sanık hakkında hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesi gereğince ,“2 yıl hapis” olarak belirlenmesinden ve TCK’nın 31/3. maddesi gereğince cezadan 1/3 oranında indirim yapılarak “1 yıl 4 ay hapis” olarak belirlenmesinden sonra TCK’nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak “1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası” olarak belirlenmesi yerine hesap hatası sonucu “1 yıl 10 ay 10 gün hapis cezası” olarak hesaplanması suretiyle fazla ceza belirlenmesi de kanuna aykırıdır.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda;
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şüpheli hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilen “kamu davasının açılmasının ertelenmesi , TCK’nın 191/3. fıkrası uyarınca erteleme süresi içerisinde asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulması” kararı verilmesini takiben, TCK’nın 191/4.maddesinde yazılan durumlardan birinin gerçekleşmesi nedeniyle, erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılmasından sonra, şüphelinin tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi halinde TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceğinden ikinci suç nedeniyle doğrudan kamu davası açılacağı tartışmasızdır. Nitekim, kanun yararına bozma incelemesine konu Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne açılan dava da TCK’nın 191/6. maddesi gereğince doğrudan açılmıştır. Bu nedenle Malatya Çocuk Mahkemesince verilecek karar, yargılama konusu davada kovuşturma şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda inceleme konusu davayı etkileyecektir. Malatya Çocuk Mahkemesi'nin 28/03/2019
tarihli ve 2019/21 esas, 2019/119 sayılı kararının Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi'nin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleşmesi karşısında bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilemeyecektir. Bu nedenle, yukarıda belirlenen kanuna aykırılıkların giderilebilmesi ancak Bölge Adliye Mahkemesinin kesin kararına karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesinde düzenlenen itiraz yoluyla mümkündür.
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesinde düzenlenmiş olup;
“Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. (Değişik cümleler:17/10/2019-7188/30 md.) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. (Ek cümleler:17/10/2019-7188/30 md.) Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar.” şeklindeki düzenleme gereğince,
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi'nin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararına karşı sanık lehine itiraz yoluna gidilmesi, itirazın kabul edilerek Malatya Çocuk Mahkemesi'nin 28/03/2019 tarihli ve 2019/21 esas, 2019/119 sayılı kararının bozulması halinde Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince, oluşan yeni duruma göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekeceğinden, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 31/03/2021 tarihli kararına karşı itiraz yoluna gidilerek verilecek kararın beklenmesi ve sonucuna göre Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesine karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi gerektiği anlaşıldığından;
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308/A maddesi gereğince sanık lehine itiraz yoluna gidilmesi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına, itirazın sonucuna göre yeniden kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğine, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi'nin 31/03/2021 tarihli ve 2019/1541 esas, 2021/809 sayılı kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308/A maddesi gereğince sanık lehine itiraz yoluna gidilmesi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına, itirazın sonucuna göre yeniden kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğine, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
15/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.