Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1550 Esas 2022/13261 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1550
Karar No: 2022/13261
Karar Tarihi: 15.12.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1550 Esas 2022/13261 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/1550 E.  ,  2022/13261 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, değişen suç vasfı itibarıyla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında, 17/02/2018 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2018 tarihli ve 2018/18990 soruşturma, 2018/10299 esas, 2018/1469 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4-a, 53, 54, 55 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararı ile, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi kapsamında kaldığı sonucuna varılarak Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/2102 soruşturma, 2015/19 karar sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmadan Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın 11/07/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    3- İncelemeye konu suçun işlenmesinden önce;
    a-) Sanığın 17/04/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2015/2102 soruşturma, 2015/19 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için 10/05/2016 tarihinde Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    b-) Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 30/11/2016 tarihli ve 2016/3338 soruşturma, 2016/639 esas, 2016/601 sayılı iddianame ile Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    c-) Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/12/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında, yargılama konusu suçun sanık hakkında verilen Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2015/2102 soruşturma, 2015/19 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın ilk ihlali niteliğinde olduğundan bahisle ihbarda bulunulmasına dair Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    1- Dosya kapsamına göre,
    Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli kararı ile sadece ihbarda bulunulmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında 17/04/2015 tarihindeki uyuşturucu madde bulundurmak eyleminden dolayı, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2015/2102 soruşturma, 2015/19 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar verildiği, kararın 30/05/2016 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, anılan denetimli serbestlik dosyasının sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi sonucu Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu'nun 21/11/2016 tarihli ve 2016/18828 sayılı kararı ile kapatılmasına karar verilmesi ile gereğinin takdir ve ifası için ihbarda bulunulmasını müteakip, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2016 tarihli ve 2016/3338 soruşturma, 2016/639 esas, 2016/601 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında dava açılması sonucu Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, inceleme konusu suçun 17/02/2018 tarihinde işlendiği, suçun işlendiği tarihte sanık hakkında devam eden bir erteleme kararının bulunmadığı,
    Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 01/11/2021 tarihli ve 2020/18426 esas, 2021/11013 sayılı ilamında ''...6545 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle suç tarihine bakılmaksızın; a) TCK'nın 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) TCK'nın 190. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçunun işlendiğinden bahis açılan kamu davalarında, yapılan yargılama sırasında suçun münhasıran TCK'nın 191. madde kapsamında kaldığı kanaatine varılması halinde, suç tarihi itibariyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi şartları varsa TCK'nın 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, TCK'nın 191/5. maddesine göre kovuşturma yapılamayacak bir fiil var ise yani önceki kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da kullanma suçunun ihlali niteliğinde bir fiil var ise, CMK'nın 223/8. maddesi gereğince açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi, fiil TCK'nın 191/6. maddesinde düzenlenen münferit suçu oluşturuyor ise, yargılamaya devamla TCK'nın 191. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekmektedir..'' şeklinde belirtildiği üzere,
    Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2018 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 188/3. maddesi gereğince uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kamu davası açıldığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu oluşturduğundan bahisle anılan kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde;
    2- Kabule göre de;
    Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararına konu 17/02/2018 tarihli suçun, sanık hakkında verilen önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın ihlali olduğunun düşünülmesi halinde ise, söz konusu suça ilişkin ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağından kamu davasının düşürülmesi ile birlikte ihbarda bulunulması gerektiği halde, yazılı şekilde yalnızca
    ihbarda bulunulmakla yetinilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 17/02/2018 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2018 tarihli ve 2018/18990 soruşturma, 2018/10299 esas, 2018/1469 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4-a, 53, 54, 55 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararı ile, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi kapsamında kaldığı sonucuna varılarak Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/2102 soruşturma, 2015/19 karar sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmadan Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    1- Dosya kapsamına göre,
    Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli kararı ile, hüküm kurulmadan Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında 17/04/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eyleminden dolayı, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2015/2102 soruşturma, 2015/19 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar verildiği, kararın 25/11/2015 tarihinde şüpheliye tebliğ edilerek infazı için 10/05/2016 tarihinde Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, denetimli serbestlik dosyasının sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi sonucu Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 21/11/2016 tarihli ve 2016/18828 sayılı kararı ile kapatılmasına karar verilmesini takiben, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2016 tarihli ve 2016/3338 soruşturma, 2016/639 esas, 2016/601 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, inceleme konusu suçun 17/02/2018 tarihinde işlendiği, erteleme kararının kaldırılarak 30/11/2016 tarihinde iddianame düzenlenmiş olması nedeniyle suçun işlendiği tarihte sanık hakkında devam eden bir erteleme kararının bulunmadığı,
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun;
    a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
    b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan açılmış olan kamu davasında, yapılan yargılama sonucunda suçun “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi halinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve
    ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
    Sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanığın sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle mahkemece 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191/8. maddesi uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
    1) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, düşme kararı verilerek Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulması,
    2) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
    a) 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı yoksa,
    b) Ya da 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturma sonuçlanmış ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmişse,
    c) Ya da 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilecek olursa,
    Mahkûmiyetle sonuçlanmayan yukarıdaki (b) ve (c) bentlerine giren durumlarda da önceki suç nedeniyle TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yok hükmünde sayılacağından, sanık hakkında, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın, hükmün geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, Kanunun amir hükmü olduğu için sanığın önceki hükümlülükleri bu maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191/8. maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi,
    3) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
    a) 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu
    erteleme kararının ihlali niteliğinde değilse, ayrıca önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmişse;
    b) Ya da 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilecek olursa,
    Bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekmektedir.
    Tüm bu bilgiler ışığında;
    Somut olayda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2018 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 188/3. maddesi gereğince uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kamu davası açıldığı, ancak yapılan yargılama sonucunda sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu oluşturduğu kabul edildiğinden, sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki 17/04/2015 tarihli suç nedeniyle Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/10/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, ihlal nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 30/11/2016 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli kararı ile, sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği dikkate alındığında, inceleme konusu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    2- Kabule göre de;
    Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/127 esas, 2018/178 sayılı kararına konu 17/02/2018 tarihli suçun, sanık hakkında verilen önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın ihlali olduğunun düşünülmesi halinde ise, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağından “kamu davasının düşmesine ve ihbarda bulunulmasına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmadan yalnızca ihbarda bulunulmakla yetinilmesi de kanuna aykırı olup kanun yarraına bozma istemi yerindedir.
    Ancak;
    Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/267 esas ve 2017/315 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
    Sanığın 17/04/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2015/2102 soruşturma, 2015/19 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz süresinin gösterilmediği, şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine, Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 30/11/2016 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün
    açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/12/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    A-) Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; şüpheli hakkında Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında itiraz kanun yolu ve merciinin gösterilmesine rağmen itiraz süresinin gösterilmediği, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 25/11/2015 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru süresi olan 15 günün belirtilmemesi nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği anlaşıldığından; açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesince durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi için Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    B-) Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre;
    6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, fakat 10/11/2021 tarihli ve 31655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce kapatılmış infaz dosyalarında;
    Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra denetimli serbestlik tedbirinin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği,
    ---Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısının usulüne uygun tebliğinden sonra şüphelinin müdürlüğe başvurmaması halinde, uyarılı ikinci çağrı yazısının tebliğe çıkarılacağı, ikinci tebligatın usulüne uygun yapılması ve şüphelinin müdürlüğe başvurmaması üzerine infaz dosyasının kapatılacağı, bu durumda ısrar şartının gerçekleşmiş olacağı,
    ---Şüphelinin çağrı yazısı tebliğinden sonra müdürlüğe başvurması, Rehberlik ve İyileştirme Program Takviminin düzenlenmesi halinde, yükümlülük ihlalinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verileceği, uyarı yazısının tebliğinden sonra müdürlüğe başvurmaması halinde yine ısrar şartı gerçekleşmiş olacağından infaz dosyasının kapatılacağı,
    ---Şüphelinin çağrı yazısı tebliğinden sonra müdürlüğe başvurarak Rehberlik ve İyileştirme Program Takviminin düzenlenmesinden sonra, yükümlülük ihlalinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verileceği, uyarı yazısının tebliğinden sonra şüphelinin müdürlüğe gelerek program takvimi uyarınca belirlenen yükümlülüklerini bir veya birden fazla kez yerine getirmesinden sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde; ısrar uyarısını içeren bir tebligat daha yapılması gerekeceği, ikinci uyarıdan sonra müdürlüğe gelmemesi veya gelip de yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde artık ısrar şartının gerçekleşeceği ve infaz dosyasının kapatılması gerekeceği,
    Somut olayda;
    Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının tebliğ edilmesi üzerine şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 30/05/2016 tarihinde Bilgilendirme Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanede idrar tahlilinde uyuşturucu madde
    tespit edilmesi üzerine 6 oturumluk bağımlılık programına alındığı, uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının müdürlükte 16/08/2016 tarihinde elden tebliğ edildiği, 16/08/2016 tarihinde yeniden hastaneye sevkedildiği, hastaneye başvurduğu, tedavi takvimi düzenlendiği, hastanenin 25/10/2016 tarihli raporunda doktor kontrollerine ve eğitim toplantılarına gelmemesi nedeniyle tedaviye uyumsuz olduğunun bildirilmesi üzerine dosyanın kapatılmasına karar verilerek 22/11/2016 tarihinde Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, 6545 sayılı Kanun’la yükümlülüklerine uygın davranmamakta ısrar etmesinin dava şartı olarak düzenlendiği, şüphelinin uyarılması üzerine müdürlüğe geldiği, hastaneye sevkedildiği, hastaneye başvurmasından sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu, bu nedenle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa " yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı veya yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu takdirde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilebileceği anlaşıldığından, kovuşturma şartı olan “ısrar şartının” gerçekleşmemesi nedeniyle de mahkemece “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
    Sonuç olarak;
    Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı, yukarıda açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma incelemesine konu Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını doğrudan etkileyeceğinden öncelikle bu karardaki kanuna aykırılıkların giderilebilmesi bakımından Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
    D-) Karar :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/267 esas, 2017/315 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 15/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara