Esas No: 2012/1915
Karar No: 2012/4581
Karar Tarihi: 03.07.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1915 Esas 2012/4581 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa malikleri arasında 20.04.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle yapılacak konutların %70 inin müvekkiline,bakiye kısmının arsa sahiplerine verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeden sonra inşaat için gerekli girişimlerde bulunmasına rağmen Belediyece inşaat izinlerinin süresiz durdurulması nedeniyle inşaat ruhsatı alamadığını, Belediyece 2006 yılı sonunda yeniden inşaat ruhsatı verilmesine başlandığını, buna rağmen davalıların 13.06.2005 tarihli noter ihtarıyla sözleşmeyi feshedip, 19.03.2008 tarihli ihtarla imar işlerinin takibi için verdikleri vekaletten azlettiklerini, azlin 16.05.2008 tarihli Belediye yazısı ile öğrenildiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince 113.811,03 TL masraf yaptığı gibi haksız fesih nedeniyle 136.188,97 TL kardan da mahrum kaldığını ileri sürerek, anılan miktarların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların vekili, davalı yüklenicinin sözleşme tarihi ile fesih tarihi arasında inşaatın yapımı için girişimde bulunmadığını, buna rağmen yapmadığı inşaattaki daireleri satmaya çalışması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davacının 2008 yılı Mart ayında işlemlere başladığını, bu sürenin uzamasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını,yüklenicinin imar izinlerinin açılmasından sonra muhik bir sürede proje düzenleme ve ruhsat alma gibi hazırlıkları yapmadığından kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında 20.04.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 13.06.2005 tarihinde inşaata süresinde başlanmaması nedeniyle arsa maliklerince tek taraflı olarak feshedildiği, 19.03.2008 tarihinde yüklenicinin vekaletten azledildiği, ... Belediyesince inşaat ruhsatlarının 19.04.2005 ila 24.06.2006 tarihleri arasında durdurulması nedeniyle inşaata başlanamadığını, sözleşmeyle inşaat izinlerinin durdurulduğu tarih arasındaki sürenin makul olduğu, inşaat izninin başladığı 24.06.2006 tarihinden sonra dava konusu binanın imar izninin hemen çıkmadığı, 2007 yılı sonunda ancak çıktığı belirlendiğinden davalıların 19.03.2008 azilname ve fesihlerinin yüklenici açısından haksız olduğundan yüklenicinin Borçlar Kanunu"nun 369. maddesi uyarınca uğradığı zararı ve yaptığı masrafları isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile yapılan işler nedeniyle 76.75,20 TL mahrum kalınan kâr
ve 24.788,79 TL masraf olmak üzere toplam 100.863,99TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa maliklerince haksız feshi nedeniyle yüklenicinin mahrum kaldığı kar ile yaptığı masrafların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı arsa sahiplerinin feshinin haksız olduğu kabul edilerek yazılı sonuca varılmış ise de, varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Zira, yanlar arasında 20.03.2004 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, bu tarihten merciince yapı ruhsatı verme işlemlerinin durdurulduğu 19.04.2005 tarihine kadar yüklenici tarafından inşaata başlama yönünde herhangi bir teşebbüste bulunulmamıştır. Keza yapı ruhsatı izinlerinin verilmesine 24.06.2006 tarihinde yeniden başlamasına rağmen dosyadaki belgelerden davacı yüklenicinin 2008 yılı başına kadar da sözleşmenin ifası yönünde bir işlem yapmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşme konusu yapının büyüklüğü dikkate alındığında yapı ruhsatlarının durdurulduğu tarihten önce yaklaşık bir yıl, yapı izinlerinin verilmeye başlanmasından sonra yaklaşık bir buçuk yıl boyunca yüklenicinin sözleşmenin ifası yönünde bir işlem yapmaması nedeniyle makul bekleme süresi aşıldığından ve ayrıca bu tür bir davranış arsa sahiplerinin güvenini sarsıcı nitelikte bulunduğundan davalı arsa maliklerinin feshi dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanun’unun 356. ve 358. Maddeleri anlamında haklı bir fesihtir. Haklı fesih halinde yüklenici uğradığı kar kaybını isteyemez. Ancak yaptığı ve davalının işine yarayacak imalatın değerini bunların yapıldığı tarihteki serbest piyasa fiyatları üzerinden isteyebilir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında feshin haklı olduğu kabul edilerek, davacı yüklenicinin yaptığı iş ve imalattan varsa davalıların yararlanabileceklerinin bilirkişi aracılığı ile tesbit edilerek, bunların imal edildiği tarihteki piyasa rayicine göre değerlerinin hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar lehine takdir olunan 900,00TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, davalılardan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, davacılardan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.