Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1216 Esas 2022/5005 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1216
Karar No: 2022/5005
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1216 Esas 2022/5005 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, davacıların Şansal Mücevherat isimli markayı tescil ettirdiklerini ancak davalının aynı ibareli markayı izinsiz olarak kullandığını iddia ederek davalı adına kayıtlı markanın hükümsüzlüğünü ve tescil ettirdiği gibi kullanmasının hüküm altına alınmasını talep ettiği belirtiliyor. İlk derece mahkemesince, markalar arasındaki güçlü benzerlik ve aynı ya da benzer türden mal ve hizmetler yönünden karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle davalı adına kayıtlı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise bu kararı esastan reddetmiştir. Temyiz duruşmasında ise yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, istinaf başvurusunun reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kararda, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6(1) ve 25(1) maddeleri uyarınca davalı adına kayıtlı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği belirtiliyor.
11. Hukuk Dairesi         2021/1216 E.  ,  2022/5005 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.02.2019 tarih ve 2018/76 E. - 2019/28 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/673 E. - 2020/1047 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davacıların 1946 yılından beri Şansal Mücevherat'ın sahibi olduklarını, ŞANSAL MÜCEVHARAT ibaresini 07.12.2005 tarihinden itibaren 2005/52690 marka numarası ile adlarına tescil ettirdiklerini, 21.03.2016 tarihinden itibaren ise 2016/25486 marka numarası ile tescil ettirdiklerini ve bu ibareyi aktif olarak kullandıklarını, ancak davalının ... ibareli 2016/72692 numara ile işlem gören markayı adına tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, davacının markasının aynısının izinsiz olarak davalı tarafından kullanıldığını, bunun haksız rekabet olduğunu, marka haklarına tecavüz edildiğini, durumun ihtarname ile bildirildiğini, ancak sonuç alınamadığını, davalının halen kullanımına devam ettiğini, bu durumun FSHK'nın 5,6 ve 25. maddelerindeki hükümlere aykırı olduğunu, bu nedenle davacılar adına tescilli markanın aynısı ve benzerinin izinsiz olarak kullanan davalının tescilli markasının 6769 sayılı Kanun'un 25 vd hükümlerine göre hükümsüzlüğüne karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde davalının markayı tescil ettirdiği gibi kullanmasının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının markasının kullanım şekli ile davacının markasının çok farklı olduğunu, tek benzerliğin ŞANSAL ibaresi olduğunu, ... ibaresinin davalının eşinin adı olması sebebiyle marka olarak tescil ettirildiğini, ayrıca tarafların müşterilerinin de farklı olduğunu, her iki markanın iş yerlerinin Ankara'nın farklı semtlerinde olduğunu, markaların yazı stilinin farklı olduğunu ve davacı markasının yalnızca 14. sınıfta, davalı markasının 14 ve 35. sınıfta tescil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, markalar arasındaki güçlü benzerliğin bulunduğu, ayrıca bir kısım mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer türden olduğu ve 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi anlamında bu mal ve hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, bu nedenle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25(1) maddesi uyarınca ilgili mal ve hizmetler yönünden davalıya ait 2016 72962 sayılı “...” markasının hükümsüzlüğü koşullarının mevcut olduğu kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı adına kayıtlı 2016/72962 nolu markasının tescil kapsamında 14. sınıfta yer alan “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri, değerli metalden heykeller ve biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil).” ve 35. sınıfta yer alan “müşterilen malları elverişli bir şekilde görmesi satın alması için Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri, değerli metalden heykeller ve biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tarafların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara