Esas No: 2021/453
Karar No: 2022/5075
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/453 Esas 2022/5075 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/453 E. , 2022/5075 K.Özet:
Davacı şirket, davalıya iş güvenliği malzemesi sattığını ancak ödemeden dolayı icra takibi başlatmak zorunda kaldığını iddia ederek itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatının ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının iddiasını kabul ederek davanın kabulüne ve takibin devamına karar vermiştir. Davalının istinaf başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedilmiştir. Temyiz edilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılarak onanmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Ticaret Kanunu'nun 23/2, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 222, 353/b-1, 370/1 ve 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.10.2019 tarih ve 2018/205 E. - 2019/476 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2019/2224 E. - 2020/1409 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin davalıya iş güvenliği malzemesi satışı yaparak 05.12.2017 tarih ve A-000571 nolu fatura ile teslim ettiğini, 27.02.2018 tarihinde davalı tarafından gönderilen ihtarname ile iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, ödenmeyen fatura bedeli için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinin varlığı şüpheli bir borca ilişkin olduğunu, davacı şirketin dava dışı ... tarafından kurulduğunu, bu kişinin aynı zamanda bir müddet davalı şirketin operasyon müdürü olduğunu, müdürlük görevi esnasında davalının ihtiyaçlarını tam olarak bilecek konum ve pozisyonda olduğu için kurucusu ve yöneticisi olduğu davacı şirket üzerinden mal alımı yaptığını ve bu durumu davalı şirket yetkililerinden sakladığını, söz konusu iş ilişkisi süresince davalı şirkete davacı firmadan ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatla iş kıyafetleri satıldığını, dava dışı ... işten ayrıldıktan sonra davacı şirket tarafından dava konusu faturanın tahsili hususunda davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, bu ihtardan hemen önce ...’nin hisselerini haksız menfaat ilişkisinin ortaya çıkmasını engellemek amacı ile yakını ...'a satarak devrettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, konusu 05.12.2017 tarihli 123.281,79 TL bedelli faturanın davalının ticari defterine kayıt edildiği, iade faturasının ise 22.02.2018 düzenlendiği, 6102 sayılı TTK'nın 23/2. maddesine göre faturayı alan aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmez ise faturanın münderecatını kabul etmiş sayılacağı, davalı tarafın davacı şirketin davalı şirkette operasyon müdürü olarak çalışan ... tarafından kurulduğunu, ...'ın davalı şirketin ihtiyaçlarını tam olarak bilecek konum ve pozisyonda olduğu, kurucusu ve yöneticisi olduğu, Ekim 2016 tarihinde mal alımı yapılmaya başlanmış, söz konusu iş ilişkisi süresince davalı şirkete davacı firmadan ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatla iş kıyafetleri satıldığını iddia etmiş, davalının davacı şirket ve dava dışı ... hakkında dolandırıcılıktan dolayı şikayetçi olması sebebi ile soruşturma başlatılmış ise de, davacının davalıya malları satıp teslim ettiğinin sabit olduğu, malların bedelinin fahiş fiyatla satılmasına ilişkin iddianın işbu itirazın iptali davasında incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin 123.281,79 TL üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda, davalının fatura konusu malın teslim edilmediğine ilişkin bir savunmasının bulunmadığı gibi, davalı tarafından faturanın ticari defterlerine kaydedilmesinin malın teslim edildiğine ilişkin davacı lehine bir karine olduğu, davalının ticari defterlerine kaydettiği faturaya yasal (8) günlük süresinde itiraz etmemesi halinde davacı/alacaklının HMK'nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği, davalının fatura bedelini ödediğine ilişkin savunma ve yazılı bir delil de ileri sürmediği, bu durumda davacının icra takibine konu fatura karşılığı ve fatura tutarında alacaklı olduğunu ispatladığı, davalının dava dışı ...'nin davacı şirketin kurucusu olduğunu ve aynı zamanda davalı şirkette 16/05/2016-10/11/2017 tarihleri arasında çalıştığını, sahibi olduğu davacı şirket üzerinden ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatlardan mal alımı yaptığını savunmuş ise de, dosya kapsamı delillere göre adı geçen kişinin davalı şirkette operasyon müdürlüğü görevi yaptığı, görev tanımlarına göre mal satın alınması kararı verme ve mal satın alma yetkilerinin bulunmadığı, mal satın alma yetkisinin davalı şirketin başka yetkililerine ait olup bu yetkililerin kararı ile de faturaya konu malların davacı şirketten alındığı, Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/14 Esas sayılı dosyasında ... hakkında “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçundan görülen davanın sonucunun eldeki davayı etkileyecek mahiyette bulunmadığı, sözü edilen ceza davasının ancak davalı şirket ile ... arasında görülebilecek bir hukuk davası bakımından delil olabileceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.021,37 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.