Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17199 Esas 2022/13585 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/17199
Karar No: 2022/13585
Karar Tarihi: 20.12.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17199 Esas 2022/13585 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, uyuşturucu madde bulundurma suçundan denetimli serbestlik tedbiri ile cezalandırılmıştır. Ancak denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle sanık mahkûm edilmiştir. Mahkeme kararında, temel ceza miktarının alt sınırından fazla uzaklaşılarak belirlenmesi, hüküm nedeni olan suçun uzlaşma kapsamına alınıp alınmadığının sorulması ve açıklanmaması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda cezanın dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: Türk Ceza Kanunu'nun 3. maddesi (orantılılık ilkesi), 61. maddesi (ceza miktarının belirlenmesi), 141/1 maddesi (hırsızlık suçu), 7. maddesi (uygulama sorumluluğu); Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 251. maddeleri (uzlaşma kapsamı, basit yargılama usulü ve cezanın indirilmesi).
10. Ceza Dairesi         2020/17199 E.  ,  2022/13585 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ERZURUM 2. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1-Suç konusu uyuşturucu maddelerin miktarına bağlı olarak önem ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak TCK'nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ile aynı Kanun'un 61. maddesindeki ölçütlere göre; temel hapis cezasının alt sınırından uzaklaşılarak tayini yerinde ise de, alt sınırından fazla uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
    2-Hükmün açıklanmasına neden olan karardaki suçun TCK'nın 141/1 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu olduğu, 24/11/2016 tarih ve 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile CMK'nın 253. maddesinde yapılan değişiklikle bu suçların uzlaşma kapsamına alındığı, bu suçlarla ilgili uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden sorularak anılan suçlar yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkûm olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3-Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3.fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 20/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara