Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/625 Esas 2022/5084 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/625
Karar No: 2022/5084
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/625 Esas 2022/5084 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı bankanın davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağa yönelik icra takibine davalıların yaptığı itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi davalı kefillerin asıl borçtan sorumlu olduğunu kabul ederek davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalılar tarafından yapılan temyiz başvuruları ise reddedilmiştir. Ancak Yargıtay, hükme esas alınan bilirkişi raporunun avukat tarafından düzenlenmesinin yanlış olduğunu ve konusunda uzman bir bankacı bilirkişiden rapor alınması gerektiğini vurgulayarak kararın bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddesi olarak ise TBK'nun 591. maddesi ve İİK 45. maddesi de kararda yer almaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2021/625 E.  ,  2022/5084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03/07/2020 tarih ve 2019/271 E- 2020/382 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı ... vekilinin ise usulden reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.11.2020-05.01.2021 tarihli ve 2020/897 E- 2020/1454 K. sayılı asıl ve ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl karar yönünden davacı vekili, ek karar yönünden ise davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı Özel Kuzey Yıldızı A.Ş. ile genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, davalıların sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davaya konu borcun...Form Fizik Ted. Reh. Sağ. Öz. Eğt. Tar. Gıd. İnş. ve Turz. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin borcu olmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gidilmeden genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, TBK'nun 591. maddesi uyarınca kefilin, asıl borçlunun tüm savunmalarından yararlanabileceğini, anılan madde hükümleri gereğince alacağını rehinle teminat altına alan alacaklının borçlu hakkında İİK45.'e göre "Yalnız" rehnin paraya çevrilmesi yolunu seçip takibe başlayabileceğinin bir tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olduğunu, bu takip sonunda rehin tutarının borcu ödemeye yetmediği tespit edilirse, alacaklının kalan alacağını ancak o zaman haciz veya iflas yolu ile tahsil edebilme imkanına sahip olacağını, takibin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu asıl borçlu şirketin 2016 yılında TMSF tarafından kayyuma devredildiğini, davalının şirketteki işine ve yönetim kurulu üyeliğine son verildiğini, her türlü yetkisinin elinden alındığını, şirketin yönetiminin ve denetiminin kayyumların tekelinde olması ve kayyumların şirket yöneticisi olarak işlerini gerekli özeni göstererek yapmamaları sebebiyle doğan borçtan davalının sorumluluğu ve söz konusu takiplerin tarafı olmasının düşünülemeyeceğini, takibe konu borca ilişkin faizleri hiçbir şekilde kabul etmediklerini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl borçlu şirkete 24/10/2014 tarihli kredi sözleşmesine istinaden 24/05/2015 tarihinden başlamak üzere 60 ay vadeli sabit taksit ödemeli 1.200.000,00 TL bedelli ticari kredi kullandırıldığı, en son 24/09/2016 tarihli 17.taksidin ödendiği ve bu tarih itibariyle ana para borcunun 888.963,96 TL olduğunun tespit edildiği, hesap kat tarihi ve temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak ve ferileri ile bu dönemler için akdi faiz uygulandığı, takip tarihi itibarıyla hesaplamada ise %39 temerrüt faizi esas alınarak dava dışı asıl borçlu şirketten davacı bankanın alacağının toplam 1.192.427,86 TL olarak belirlendiği, davalı kefillerin kendi kefaletleri ve kefaletin temerrüdünden sorumlu olmaları sebebiyle belirlenen kefalet limitlerinin 5.000,000,00 TL'nin hesaplanan toplam alacak 1.192.427,86 TL'yi kapsaması sebebiyle davalı kefillerinde asıl borçlu şirket için hesaplanan asıl alacak ve ferilerinden sorumlu olduğu, davacı banka tarafından asıl borçlu şirkete kullandırılan krediler sebebiyle alınan ipotek belgelerinin incelenmesinde ipoteğin davalı kefillerin kefaletini kapsamadığı, asıl borçlu şirketin borçları sebebiyle alınan ipotekler olduğu, İİK 45. maddesinin asıl borçlu şirket yönünden uygulanmasının gerektiği, davalı kefillerin kefaletlerinin TBK 583, 584 ve 586. maddeleri kapsamında geçerli olduğu, asıl borçlu şirketin 667 sayılı KHK'nın 2/3. maddesi kapsamında kapatıldığı, 667, 670 ve 675 sayılı KHK'lar ile getirilen düzenlemelerin tamamının asıl borçlu olan ve kapatılan, el konulan gerçek ve tüzel kişiler için getirilmiş düzenlemeler olup, getirilen düzenlemelerin asıl borçlunun borcunun sonlandırılmadığı, davalı kefilleri kapsamadığı, kefiller aleyhine takip yapılması ve dava açılmasını engelleyen herhangi bir hüküm mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 888.963,96 TL asıl alacak, 237.027,43 TL kat öncesi işlemiş akdi faiz, 11.851,37 TL kat öncesi işlemiş faizin BSMV'si, 1.970,54 TL kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 98,53 TL kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş faizin BSMV'si, 49.115,12 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.455,76 TL BSMV, 944,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.192.427,86 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına, fazla talebin reddine, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı ...’in kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu...Kuzey Yıldızı AŞ arasında 09.12.2013 ve 05.01.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalandığını, davalıların sözleşmeleri müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, mahkemece takip tarihi itibariyle kredi borcunun miktarının hesaplanmasına yönelik mahkemece bankacı bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    05/01/2021 tarihli ek karar ile davalı ... vekilinin süresinde olmayan istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiştir.

    Asıl karar davacı vekili tarafından, 05/01/2021 tarihli ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2021 tarihli istinaf talebinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle usulden reddine dair ek karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu avukat tarafından düzenlenmiş olup, hukukçu bilirkişiden dava konusu ile ilgili rapor alınması doğru olmadığı gibi davacı vekilinin rapora yönelik itirazları da karşılanmamıştır. Mahkemece, konusunda uzman bankacı bilirkişi aracılığıyla gerektiğinde banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma ve örnek alma yetkisi verilerek ayrıntılı denetime elverişli rapor alınması ve rapora taraflarca itiraz edilmesi durumunda itirazlar karşılanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin 05.01.2021 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara