Esas No: 2022/3759
Karar No: 2022/4987
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3759 Esas 2022/4987 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3759 E. , 2022/4987 K.Özet:
Dava, TMSF'ye devredilen mevduatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemiyle açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi'nin kararı İstinaf Mahkemesi tarafından reddedildikten sonra Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'ne taşınmıştır. Davanın davalı banka yönünden kabul edildiği ve temyize konu olan tutarın 107.090,00 TL'nin altında kaldığı belirtilmiştir. Bu nedenle, davacı vekili ve davalı banka vekilinin temyiz taleplerinin reddedilmesine ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi, İlk Derece Mahkemesi kararlarının kesinlik sınırının 8.000,00 TL olduğunu ve 362/1-a. maddesi, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyiz edilemeyeceği tutarın 107.090,00 TL olduğunu belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.02.2022 gün ve 2021/282 E. - 2022/98 K. sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davalı TMSF'ye devredilen mevduatın tahsili amacıyla 29.300,20 USD (dava tarihindeki değeri 83.203,77 TL ) üzerinden başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince verilen 04/05/2017 tarih ve 2016/897 E. - 2017/312 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 11/04/2019 tarih ve 2017/5330 E. - 2019/819 K. sayılı kararın temyizi neticesinde Dairemizin 17/02/2021 tarih 2019/2799 E. - 2021/1355 K. sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak davanın TMSF yönünden husumet yokluğundan reddine, davalı banka yönünden kabulü ile itirazın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davanın istinaf ve temyiz ile ilgili yargılama aşamalarında HMK’nın istinaf ve temyize ilişkin hükümleri uygulanmış olup, bu haliyle İlk Derece Mahkemesince verilen 04/02/2022 tarihli kararın temyiz incelemesinde temyiz kesinlik sınırı açısından da HMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesi’nin karar tarihi olan 04/02/2022 itibariyle temyiz kesinlik sınırı 107.090,00 TL olup bu meblağın altında kalan hükümlerin 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a. bendi uyarınca kesin nitelikte olduğu, mahkemece davanın davalı banka yönünden kabulüne karar verildiği, davacı vekili ve davalı banka tarafından aleyhlerine hükmedilen yönlerden temyize geldiği, dava değerinin 83.203,77 TL olduğu nazara alındığında temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekili ve davalı banka vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı banka vekilinin temyiz istemlerinin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalı bankaya iadesine, 20/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesi kararına davalının vaki istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın temyizi sonucu bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen kararda temyiz kesinlik sınırına ilişkindir.
6100 sayılı HMK 341 maddesinde istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlar, HMK 361 ve 362 maddelerinde ise temyiz edilebilen ve temyiz edilemeyen kararlar düzenlenmiştir.
HMK 341/2 maddesinde miktar ve değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığına ilişkin kararların kesin olduğu öngörülmüş olup bu sınır İlk Derece Mahkemesi kararı tarihi itibariyle 8.000,00 TL'dir.
HMK 362/1-a maddesinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararları hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı düzenlenmiş olup İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibari ile de bu sınır 107.090,00 TL'dir.
Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilmeyeceği belirlenirken temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır.
Yasa'da İlk Derece Mahkemesince verilen kararların temyiz edilmesi halinde kesinlik sınırının tespitine dair açık bir hüküm bulunmadığından HMK 341/2 maddesindeki düzenlemenin dikkate alınması gereklidir. (HGK 24.06.2021 gün 2021/4-307-833, HGK 14.12.2021 gün 2019/10-591 E., 2021/1679 K.)
Bu halde dava değerine, İlk Derece Mahkemesi karar tarihine ve bu tarihteki HMK 341/2 maddesinde düzenlenen sınıra göre İlk Derece Mahkemesi kararı temyizi kabil olup işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının kesin olduğuna ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.