Esas No: 2022/3827
Karar No: 2022/5015
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3827 Esas 2022/5015 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3827 E. , 2022/5015 K.Özet:
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan dava ile İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin açtığı menfi tespit davası arasında bağlantı olduğu gerekçesiyle davanın birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, birleştirme kararına istinafta bulunmuş ancak istinaf esastan reddedilmiştir. Daha sonra davalı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesince verilen bu kararın Yargıtayca incelenmesini talep etmiş, ancak HMK'nın 353/1-a maddesi kapsamında verilen kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulamayacağından temyiz istemi reddedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6100 sayılı HMK'nın 362/1-g maddesi ve 353/1-a-5 maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.12.2021 tarih ve 2021/1049 E. - 2021/1170 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.02.2022 tarih ve 2022/326 E. - 2022/235 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dosyanın incelenmesine; davacı tarafından 1.148.847,97 TL alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemli açılan davada, İlk Derece Mahkemesince açılan bu dava ile İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 E. sayılı dosyasından açılan menfi tespit davası arasında bağlantı bulunduğu gerekçesi ile davanın İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/512 E. sayılı dosyasına birleştirilmesine karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği anlaşılmaktadır. 22/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun'un 39. maddesi ile 6100 sayılı 362/1 maddesine eklenen “g” bendi gereğince, HMK’nın 353/1-a maddesi kapsamında verilen kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Bölge Adliye Mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-5 maddesindeki yasal düzenlemeye bağlı olması ve 362/1-g maddesindeki yasal düzenleme kapsamında kalması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Somut uyuşmazlıkta, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1049 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında, aynı konuda aynı taraflar arasında İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Es, sayılı dosyasında derdest menfi tesbit davası olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
Karar aleyhine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli kararı ile HMK 353(1) b-1 maddesi gereğince, temyiz kanun yolu açık olmak üzere istinaf başvurusu esastan red edilmiştir.
Davalı vekilinin vaki temyizi üzerine bu kez Dairece, HMK 362/1-g maddesi gereğince, istinaf mahkemesi kararının temyizinin kabil olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olduğu gerekçesiyle isteminin reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum
Çoğunluğun red gerekçesinde ileri sürülen HMK 362/1-g maddesinde “353’ncü maddenin birinci Fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararların” temyiz edilemeyeceği düzenlenmiş olup HMK 353/1-a-5 maddesinde “mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması” durumunda 353/1-a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyayı kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği “ öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinin birleştirme kararı aleyhinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup Bölge Adliye Mahkemesince HMK 353(1) b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 362/1-g maddesi gereğince kesin olabilmesi için, kararın HMK 353/1-a maddesi hükümlerine göre verilmesi gerekmektedir.
Oysa Bölge Adliye Mahkemesi HMK 353/1-a maddesi gereğince değilde HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunu esastan red etmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı HMK 362/1-g maddesi kapsamında kesin karar değildir.
Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin HMK 166/2 maddesinde ifade edilen ayrı yargı çevreleri olması, HMK 168 maddesinde ayrı yargı çevresinde bulunan mahkemeler yönünden özel bir düzenleme getirilmemiş bulunması, keza HMK 362 maddesinin de ayrıksı bir hüküm taşımaması nedeniyle konuya ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin olmayıp temyizi kabildir.
Bu halde uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.