Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8400 Esas 2022/5078 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8400
Karar No: 2022/5078
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8400 Esas 2022/5078 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8400 E.  ,  2022/5078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.05.2018 tarih ve 2013/278 E- 2018/594 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2018/2194 E- 2020/1072 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili lngosstrakh Insurance Ltd. tarafından sigortalısı ...'a ait uçağın 04.06.2007 tarihinde Atatürk Havalimanı'na inişi sırasında motoruna bir kısım yabancı cisimlerin girmesi sebebiyle arıza meydana geldiğini, yapılan incelemeler neticesinde arızanın Atatürk Havalimanı pistinde bulunan aydınlatma ünitelerinden/zeminden uçağa yabancı cisimlerin girmesine bağlı olarak ortaya çıktığının anlaşıldığını, lngosstrakh Insurance Ltd. tarafından sigortalı ...'a 256.136,88 ABD Doları tazminat ödendiğini, müvekkilleri lngosstrakh Insurance Ltd.'nin yasal olarak, halefiyet yoluyla ...'ın haklarına sahip olduğunu ...'ne rücu edilmesi üzerine DHMİ'nin rücu talebinin sorumluluk sigortacısı olan Groupama Sigorta AŞ'ye yöneltilmesi gerektiğini ifade ettiğini, sorumluluk sigorta poliçesinin Atatürk Havalimanı'nı da kapsadığını; muhtelif defalar DHMİ'ye ve Groupama AŞ'ye yapılan sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen ödemenin yapılmadığını belirterek 256.136,88 ABD Doları'nın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, olayın ve hasarın 04.06.4007 tarihinde gerçekleşmiş olması sebebiyle Groupama Sigorta A.Ş. bakımından mülga TTK'nın 1268. maddesi ve DHMİ bakımından BK'nın 60. maddesi uyarınca dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, 04.06.2007 tarihinde uçağın Atatürk Hava Limanı'na iniş yaptığına ilişkin bilgi ve belgelerin olmaması, uçağın tesciline ve mülkiyetine ilişkin belgelerin dosyada yer almaması, lngosstrakh Insurance Ltd ile ... arasındaki sigorta poliçesinin ibraz edilmemiş olması, sigortalı ...'a yapılan ödemeyi gösteren belgelerin sunulmamış olması, uçaktaki hasarın tamirine ilişkin belgelerin bulunmaması sebebiyle lngosstrakh Insurance Ltd.'nin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, DHMİ'nin kusurunun ispat edilmediğini, zararın tespitine ilişkin belgenin yabancı bir kuruluş tarafından hazırlandığını, oysa HMK uyarınca DHMİ ile ...'in katılımıyla mahkemece olay mahallinde inceleme yapılması gerektiğini, yabancı kuruluş tarafından hazırlanan raporda davalılara ait bir kusurun açıkça ortaya konulmadığını, Havalimanı İşletmecileri Sorumluluk Sigorta Poliçesi'nde açıkça öngörülmediğinden davacı ... Ltd.'nin Groupama Sigorta A.Ş.'ye doğrudan dava açma hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı DHMİ vekili, davanın haksız fiile dayandığını ve zamanaşımına uğradığını, davacının aktif husumet ehliyetini ispatlayamadığını, uçağın Atatürk Havalimanı'na indiğinin ispatlanamadığını, sigortalı ...'a yapılan incelemeye ilişkin belgenin sunulmadığını veya yetersiz olduğunu, uçaktaki hasarın tamirine ilişkin belgenin, uçağın tescil ve mülkiyet belgelerinin yanı sıra Ingosstrakh Insurance Ltd. ile ... arasındaki sigorta poliçesinin dosyaya sunulmadığını, haksız fiile dayanan davada DHMİ'in kusurunun ispatlanamadığını, 04.06.2007 tarihinde uçak Atatürk Havalimanı'na indiğinde hasar meydana gelseydi derhal iki tarafın katılımıyla mahkemece bunun tespitinin yapılması gerektiğini, olayın vuku bulduğu tarihten iki sene sonra 15.04.2009 tarihinde yabancı şirket tarafından tek taraflı olarak düzenlenen raporun davalıların kusurunu ortaya koymadığını, raporun ve banka bilgilerini içeren belgenin Rusça olması sebebiyle usulüne uygun tercümelerinin dosyaya ibraz edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu uçağın motorundaki arızaya sebebiyet veren, motora giren yabancı cisimlerin Atatürk Havalimanı'ndayken meydana geldiğine dair kesin bir delilin olmayışı, motordaki zararın, Atatürk Havalimanı'nda meydana gelsede, uçağın itki sisteminin doğru bir şekilde çalıştırılıp çalıştırılmadığı, evrak " Uçak veri kaydetme belgelerini " sunulduğunda teknik heyetçe değerlendirilip kusurun kimde olduğu tespit edilebilecekken, davacı taraf bu belge ve bilgileri sunmadığından, davacı taraf, davalının meydana gelen zararda kusurlu olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, HMK'nın 282. maddesinde hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirileceğinin düzenlendiği, mahkemece alanında uzmanlardan oluşan 5 kişilik bilirkişi kurulundan uyuşmazlığa ilişkin rapor ve tarafların itirazlarını gidermek üzere ek rapor alındığı, bilirkişi kök ve ek raporlarındaki teknik tespitler de gözetilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu, davacı vekilinin böylesi bir uyuşmazlıkta tek bir bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin yasa ve usule aykırı olacağı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmediği, bilirkişi rapor ve ek rapor içeriklerinden " uçak motorunda oluşan hasarın itki yönlendirme sistemi bölgesinden içeri giren, yabancı maddeler nedeniyle oluştuğu, uçağın sahibi şirket tarafından pistin sorumlusu şirkete (DHMÎ) haber verilerek, olaydan hemen sonra birlikte inceleme yapılarak ve olayın fotoğraflarıyla birlikte detaylı bir kaza raporu tutulmamasının bir eksiklik olduğu, hasar ile ilgili raporun uzun zaman sonra tamamlanmasının bir eksiklik olduğu, uçak motorunda oluşan hasarın, büyük olasılıkla, Atatürk Havalimanı'na 4 Haziran 2007 tarihindeki iniş sırasında gerçekleştiği ve itki yönlendirme sistemi bölgesinden içeri giren elektrik kablosu ve diğer yabancı maddeler nedeniyle oluştuğu, detaylı kaza raporu hemen olaydan sonra tutulsaydı ve hasar analizi raporu hızlı bir şekilde hazırlanmış olsaydı bu durumun kesinlik kazanacağını ve bu nedenle büyük olasılıkla ibaresinin kullanıldığı, olayda kusurun kime ait olduğunu belirlemek amacıyla itki yönlendirme sisteminin hangi hızda kullanıldığını gösteren belgeye ihtiyaç duyulduğu ve bunun için de uçak "uçuş veri kaydedicisi" bilgisinin gerektiği, itki yönlendirme sistemi uygun hızlarda çalıştırıldıysa sorumluluğun DHMİ'de olduğu, itki yönlendirme sistemin çalıştırma alt sınır hızından daha düşük hızlarda çalıştırılması durumunda ise sorumluluğun pilotta olacağının" değerlendirilip belirtildiği, bilirkişi ek rapor içeriğinde ise "Ana raporda aktarılan, eksik bilgiler için talep edilen uçağa ait veri kaydetme sistemi belgelerinin davacı tarafından sağlanmadığı, davacı tarafın hazırlatmış olduğu Ek İnceleme Raporu'nun bu eksik bilgileri sağlamadığı, kök raporda aktarılan kanaatin devam ettiği, davalı DHMİ'ye kusur atıfı yapılması için dava dosyası içindeki eksik belgelerin tamamlanması gerektiğinin " belirtildiği, hasarın ne sebeple meydana geldiği ve buna göre kusurun davalı DHMİ'inde olup olmadığı, bu doğrultuda davalıların davacıya karşı sorumlu olup olmayacaklarının belirlenmesi için itki yönlendirme sisteminin hangi hızda kullanıldığının tespiti yönünde davacı tarafından uçuş kayıtlarının sunulamadığı, buna göre davacı tarafından davanın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönündeki mahkeme karar ve gerekçesi isabetli olduğu, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde görülmediği, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara