Esas No: 2012/1696
Karar No: 2012/4509
Karar Tarihi: 29.06.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1696 Esas 2012/4509 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir kooperatif üyesi olarak aidatlarını ödediğini ve arsa tahsis edilmesi konusunda sözleşme yapıldığını iddia ederek, ihraç kararının haksız olduğunu ve iptalini talep etti. Ancak mahkeme, ihraç kararının usule uygun olduğu ve davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacı vekili temyiz etti, ancak temyiz itirazları reddedildi.
Kanun maddeleri: Ticaret Kanunu, Kooperatifler Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen, fesih, tazminat ve ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde her iki davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu, arsa üyesi olarak aidatlarını ödediğini, davacının ... Konut Yapı Kooperatifine üye olması için ikna edilmeye çalışıldığını ve arsaların bu kooperatife devredildiğini, bu devre ilişkin yönetim kurulu kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, arsaların diğer kooperatif uhdesine geçmesi nedeniyle davalının edimlerini yerine getiremediğini, davacıya arsa tahsisinin mümkün bulunmamasına rağmen davacının edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla ihraç prosedürü işletildiğini ileri sürerek, davalının ifada tam kusurlu olduğunun tespiti ile davacı ile davalı arasındaki üyelik akdinin feshini, 1414 ada 33 parsel ve 1424 ada 33 parsel sayılı taşınmazların kura ve dava tarihleri itibariyle var olup olmadıklarının tespitini, kura çekim tutanağındaki 1414, 1424 ada 20 ve 35 parsel değerlendirmesinin imar tekniğine uygun olup olmadığının tespitini, davacının tüm ödemelerinin tespiti ile taahhüdünü yerine getirdiğinin ve arsa bedelini karşıladığının tespitini, davalı edimini yerine getirmiş olsaydı davacının sağlayacağı yararın dava tarihi itibariyle tespiti ile ticari faizi ile birlikte tahsilini, bu bedelin tahsili mümkün değilse davacının yaptığı ödemelerin yeniden değerlendirilerek tahsili ile 21.178,33 TL"nin davalıdan alınmasını talep ve dava etmiş; Birleşen dava yönünden de ihraç kararının haksız olduğunu ve iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili,davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, verilen hizmete göre aidat alındığını, bina ve su basmanı yapımından yararlanan üyelerden fazla aidat alındığını, üyelere yapılan teslimden sonra tüm ortaklardan eşit gider alındığını, genel kurul kararı ile arsa sahibi olan ortaklarca ayrı bir kooperatif kurulması kararı alındığını ve ortakların bu kooperatife devredilmesine karar verildiğini, tüm ortaklara yetecek arsaların da bu kooperatife devredildiğini, iki kooperatif arasında yapılan protokolde, yeni kurulan kooperatife geçişin rızai olması nedeniyle, istemeyen ortakların arsalarının müvekkili kooperatife iadesinin kararlaştırıldığını, 18 ortağın bu hakkını kullanarak yeni kooperatife üye olmadıklarını, bu kişilerin arsalarının iadesi yapılmadığından açılan davanın derdest olduğunu, davacının ihraç kararı kesinleşene dek aidatları ödemekle yükümlü olduğunu savunarak, asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihraç kararına ilişkin ihtarların süre, şekil ve borç miktarı itibariyle usule uygun olduğu, gerçek borç miktarının ihtar da belirtilenden fazla olduğu, asıl dava yönünden ise; üyelik akdi feshi talebinin, tazminat ve ihraç kararının iptali istemleriyle çeliştiği, 18 ortağın yeni kurulan kooperatife geçmemesi nedeniyle 2007 yılı genel kurul toplantısında kura çekilerek su basman seviyesinden tahsise karar verildiği, davacının tazminat talebinin bu aşamada yerinde olmadığı, tazminat talebinin içeriğinin arsa tahsisi yapılmaması nedenine dayalı olduğu ve buna bağlı olarak üyeliği sona eren üyelere bu tazminatın verilemeyeceği, davacının ihracına dair karar yerinde olduğundan; davacının ödentilerini usulünce kooperatiften isteyebileceği, bunun da ancak ihracın kesinleştiği yıl bilançosu onaylandıktan bir ay sonra muaccel olacağı ve şu aşamada mahkemece değerlendirme yapılamayacağı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.