Esas No: 2015/776
Karar No: 2015/369
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/776 Esas 2015/369 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ...’ın sorgusunda beyan ettiği adrese gönderilen hükmün tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken, iade edilen önceki adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğunun kabulü ile, sanığın 09.11.2010 tarihinde öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek tebliğnamedeki (2) nolu düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıkların yerinde görülmeyen temyiz tirazlarının reddine; ancak:
1- Sanık ... hakkında sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ve temyiz incelemesi sırası bekleyen kamu davaları bulunduğu, gerekçeli kararda da devam eden başka davalarda da sanıklar ... ve ... hakkında benzer iddialarda bulunulduğunun belirtildiği anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, sanıklar hakkında varsa benzer nitelikteki diğer dava dosyalarının da tespit edilip, mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında, 5237 sayılı TCK"nun 58/7. maddesi gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...’ın tekerrüre ilişkin kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.