Esas No: 2022/2427
Karar No: 2022/13623
Karar Tarihi: 21.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/2427 Esas 2022/13623 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/2427 E. , 2022/13623 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 61.Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 08/02/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 29/08/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 24/01/2017 tarihli ve 2016/128263 soruşturma, 2017/342 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, kararın şüpheliye 28/01/2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tedbliğ edildiği, 24/01/2017 tarihinde infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 05/04/2017 tarihinde yeniden aynı nev’i suçu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15/06/2017 tarihli ve 2016/128263 soruşturma, 2017/22922 esas, 2017/19313 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 61.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Şüphelinin ayrıca 11/10/2016 ve 12/11/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemleri nedeniyle başlatılan soruşturmalar sonucunda, eylemlerin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından önce işlendiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin 08/03/2017 tarihli kararların verilerek, soruşturma dosyalarının erteleme kararı verilen 2016/128263 sayılı soruşturma dosyası içine alındığı,
4-İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43/1 maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/01/2017 tarihli ve 2016/128263 soruşturma, 2017/342 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi
uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim süresi içerisinde aynı nitelikte suçu işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine, adı geçen suçtan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 2006/6-123 esas, 2006/229 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 13/07/2009 tarihli ve 2009/8068 esas, 2009/10789 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2, 232/6 ve 291/1-2. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği,
Yine benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/4898 esas, 2019/1915 karar sayılı ilâmında değinildiği üzere sanık hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeksizin denetime başlanmış olmasının da sonuca etki etmeyeceğinin belirtildiği,
Somut dosya kapsamında; kamu davasının ertelenmesine dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/01/2017 tarihli kararının sonuç kısmında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 171/2. maddesi uyarınca karar verildiğinin yazıldığı, ancak söz konusu kararda başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmediği gibi, karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceğinin açıkça gösterildiği meşruhatlı davetiyenin de sanığa tebliğ edilmediği anlaşılmakla, anılan kararın usulüne uygun tebliğ edilmemekle kesinleşmediği, bu halde sanık hakkında denetim süresinin başlamadığı ve denetim süresi içinde yeniden aynı nitelikte suç işlendiğinden bahisle de kamu davası açılamayacağı, açılan kamu davasının yargılaması sonunda kovuşturma şartı gerçekleşmeyeceği gözetilerek durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 29/08/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 24/01/2017 tarihli ve 2016/128263 soruşturma, 2017/342 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 05/04/2017 tarihinde yeniden aynı nev’i suçu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15/06/2017 tarihli ve 2016/128263 soruşturma, 2017/22922 esas, 2017/19313 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı
olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/01/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle karar kesinleşmediğinden, beş yıllık erteleme süresinin işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla ihlal kabul edilen 05/04/2017 tarihli eylemin erteleme süresi içerisinde işlendiğinden söz edilemeyeği anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2018 tarihli ve 2017/306 esas, 2018/902 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.