Esas No: 2021/1266
Karar No: 2022/5120
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1266 Esas 2022/5120 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1266 E. , 2022/5120 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.03.2020 tarih ve 2018/398 E. - 2020/165 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2020/1005 E. - 2020/1090 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... ile müvekkilinin anne oğul olduklarını, davalı ... Trabzon 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11345 Esas sayılı dosyasındaki borcuna istinaden müvekkilinin borçlu olmamasına karşı borçlu görünerek senedi imzaladığını, icra dosyasındaki tüm borcu ödeyerek dosyayı kapattığını, davalı ...'nin kötü niyetli olarak icra dosyasını eşi davalı ...'a temlik ettirdiğini ve dosyayı dayanaksız biçimde müvekkile yönelttiğini ve taşınmazına haciz konularak satış aşamasına getirildiğini ileri sürerek müvekkilinin icra dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, icra dosyasında asıl borçlunun davacı olduğunu, müvekkili Emre'nin kefil sıfatıyla imza attığını ve hacizlere maruz kalmamak için borcu ödediğini, alacağı eşi adına temlik aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, bonoda keşideci sıfatıyla imzası bulunan davacının bonoda keşideci için aval sıfatıyla imzası bulunan davalı ... Aydına bono karşılığı ödeme yaptığını HMK 203/1-a maddesi gereğince ispat ettiği, davalılar vekilinin bonoya ilişkin borcu davalıların birlikte ödediklerini ve bu nedenle alacağın temliki cihetine gidilmiş olduğunu ileri sürmüş iseler de bu beyanların dikkate alınmadığı, davalılardan ...'ın bonoda ciranta sıfatıyla imzasının bulunmadığı ve alacaklı konumda olmadığı gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kabulü ile, Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2017/23974 Esas sayılı (Trabzon 1. İcra Dairesinin 2013/11345 Esas sayılı) takip dosyasına konu keşidecisi ... olan 30/07/2013 ödeme tarihli 110.000 TL bedelli bono yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2017/23794 (Eski 2013/11345) Esas sayılı dosyasında alacaklı ... tarafından borçlular ... ve ... aleyhine 110.000.- TL asıl alacağa ilişkin olarak 15/08/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine girişildiği ve takibin kesinleştiği, takibin dayanağı olan bononun 09/04/2013 düzenleme tarihli 30/07/2013 vade tarihli 110.000.- TL bedelli lehtarı ..., keşidecisi ... ve avalistin ... olduğu, takip devam ederken Trabzon 2. Noterliği'nin 07/08/2017 tarih ve 13614 yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile takipte alacaklı olan ... tarafından icra dosyasının tamamının ...'a temlik edildiği, bu aşamadan sonra takibe ...'ın devam ettiği, takipte hacizli taşınmaz için kıymet taktiri yapılıp satış aşamasına gelindiği, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada takibe konu borcun ödenmesine rağmen davalılar tarafından kötü niyetle takibin devam ettirildiğinin iddia edildiği, davacı ile davalı ...'ın anne-oğul olduğu ayrıca davalı ...'ın davacının gelini olduğu, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlem HMK’nın 201. maddesinde belirtilen miktardan az olsa bile tanıkla ispat olunamayacağı, ancak aynı nitelikte bir belge ile ispat edilebileceği, aralarında HMK'nun 203/1-a bendinde sayılan derecede yakınlık olan kişiler arasında gerekmediği halde senet düzenlenmesi halinde bu bent uygulanmaycağı, somut olayda tarafların HMK'nun 203/1-a maddesinde sayılacak derecede akraba oldukları, takibin dayanağı olan senedin bono olduğu ve başlangıçtaki alacaklısının da 3. bir kişi olduğu, 3. bir kişinin taraf olduğu takipte ispat kuralları aşılarak tanıkla ispat yoluna gidilemeyeceği, her ne kadar taraflar arasında yakın akrabalık ilişkisi varsa da alacak artık senede bağlı hale getirildiğinden bu senede karşı ileri sürülen hususların da senetle ispat edilmesi gerektiği, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davada ispatın senetle yerine getirilmesi gerekirken tanık ifadelerine üstünlük tanınarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmediği, diğer yandan davacı vekili yemin deliline de dayanmamış olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafından davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacının keşideci, davalı ...’ın ise avalist olduğu senede dayalı olarak dava dışı lehdar olarak gözüken ...’ın davacı ... ile davalı ... hakkında takip yaptığı, bu takip sırasında davalı ... tarafından senedin karşılığının dava dışı takip alacaklısı ...’ye ödendiği, dava dışı ...'nin takibi davada Semra'ya temlik ettiği, böylece bono avalisti tarafından tamamen ödenmiş olmakla dava dışı ...'nin temlik edecek bir hakkının kalmadığı, ancak avalistin keşideciden yaptığı ödemeyi talep edebileceği, bu nedenlerle dava dışı alacaklı ...’nin temlikine dayalı olarak davacı ...’a karşı bu takiple alacak isteminde bulunamayacağı, bu takip nedeniyle davacının temlik alan diğer davalı ... bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozulmasını gerektirmiştir.
Öte yandan davalı ... tarafından diğer davalı ...’a bir temlikin bulunmadığı, başka bir anlatım ile takibe dayalı olarak davalı ...’ın davacıya yönelik bir talebi bulunmadığından davalı ... hakkındaki davanın bu aşamada husumet yönünden ret edilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi de doğru olmamış kararın bu yön nedeniyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.