Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1241 Esas 2022/5113 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1241
Karar No: 2022/5113
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1241 Esas 2022/5113 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, davacının tescilli markasını kötü niyetli olarak kullandığı iddiasıyla hükümsüzlük davası açılmıştır. İlk Derecede davacının markasının 29, 30, 32. sınıf gıda ürünlerini kapsadığı ve davalının markalarının 35. sınıftaki \"Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, hazır çorbalar, bulyonlar\" ve 43. sınıfta yer alan \"Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.\" hizmetleri yönünden benzerlik bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabul edilmiştir. 2010/13543 sayılı marka hükümsüz kabul edildiği, geri kalan markaların ise bu hizmet kollarından hükümsüz kabul edildiği belirtilmiştir. Davalı, kararın istinafını talep etti ancak Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığını açıklamış ve davalının istinaf başvurusunu reddetmiştir. Sonuç olarak, davalının temyiz istemi reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri: HMK 282
11. Hukuk Dairesi         2021/1241 E.  ,  2022/5113 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05.12.2018 tarih ve 2017/44 E- 2018/442 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/639 E- 2020/1056 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının lokanta işletmeciliği ile iştigal eden Ankara merkezli bir şirket olduğunu, 1963 yılında "ASPAVA" markası ile açıldığını, 1996 yılında 168490 sayısı ile "ASPAVA" markasını sicile kayıt ettirdiğini, bu ibareyi tabelasında, broşürlerinde, menüsünde, poşetlerinde kullandığını, davalı ile 168490 tescil numaralı "ASPAVA" markasını kullanmak amacıyla 04.10.2002 tarihinde noterden lisans sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin süresinin 10 yıl olduğunu, lisans sözleşmesinin yapılmasından bir süre sonra davalının kötü niyetli olarak 2012/58484 sayılı "... aspava", 2012/58488 sayılı "yıldız aspava", 2012/58495 sayılı "yıldız aspava ...", 2010/13543 sayılı "yıldız aspava 1978'den beri değişmeyen lezzet + şekil" markalarını adına tescil ettirdiğini, 15.06.2016 tarihli noter ihtarına rağmen davalının markaları kullanmaya devam ettiğini, davalının kötüniyetli marka tescillerinin iltibasa neden olduğunu ileri sürerek, davalının 2012/58484 sayılı "... aspava", 2012/58488 sayılı "yıldız aspava", 2012/58495 sayılı "yıldız aspava ... + şekil", 2010/13543 sayılı "yıldız aspava 1978'den beri değişmeyen lezzet + şekil" markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava dilekçesine ilişkin tebliğin usulsüz olduğunu, tebligatı öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının tescilinden önce davalının “yıldız aspava” markasını kullandığını, davalının markalarının davacı markasından farklı görsel, işitsel, anlamsal ve renk unsurları içerdiğini, davacının markası ile davalının markalarının sınıflarının da farklı olduğunu, iltibas tehlikesi yaratmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 2010/13543, 2012/58495, 2012/58488 ve 2012/58484 tescil sayılı "ASPAVA" ibareli 4 ayrı markası ile davacının "ASPAVA+şekil" (168490) ibareli tescilli markası arasında 43. sınıftaki "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri." (dava konusu markalardan 2010/13543 sayılı marka sadece bu hizmete ilişkindir) ile 35. sınıftaki "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri yönünden görsel ve sescil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunduğu, davacının tescilli markasının 29, 30, 32. sınıf ait gıda ürünlerini kapsadığından, davalının 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri" ile 35. sınıfın satışı hizmetlerine ait kısmında yer alan davacı markasındaki 29, 30, 32. sınıfa ait malların satış hizmetleri arasında, hedef tüketici kitlesi yönünden ilişkili mallar/hizmetler olarak algılanacağı, HMK 282. maddesinde belirtilen "hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmünden hareketle bilirkişi heyetindeki çoğunluğun "iltibas oluşmadığı" şeklindeki görüşüne itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2010/13543 sayılı markanın hükümsüzlüğüne, 2012/58495, 2012/58488 ve 2012/58484 sayılı markaların ise kapsamında yer alan 35. sınıftaki "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri ile 43. sınıfta yer alan "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri." yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece davalının mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bir an için tebligatın usulsüz olduğu kabul edilse bile davalının bu usulsüz tebligatı öğrenip 02.04.2017 tarihinde cevap dilekçesini sunduğu, tarafların marka olarak kullandıkları ibarelerin "Aspava" ortak asıl unsuru içerdiği gibi, markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de benzer olduğu, davalı vekilince davanın zamanaşımına uğradığı savunulmuşsa da davalı markalarının en eskisi olan 2010/13543 numaralı markanın tescil tarihinin 04.10.2012 olup, davanın 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden önce, 03.02.2017 tarihinde açıldığı, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki noterden düzenlenen 04.10.2002 tarihli 10 yıllık lisans sözleşmesinin sona ermesinin hemen öncesinde, aynı markanın adına tescili için başvurularda bulunan davalının kötü niyetli bulunduğu açık olduğu, mahkemece bu yöne ilişkin davacı iddiası konusunda bir değerlendirme yapılmaması doğru değilse de davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara