Esas No: 2021/1510
Karar No: 2022/5095
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1510 Esas 2022/5095 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1510 E. , 2022/5095 K.Özet:
Dava, bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olarak açılmıştır. Davacı müvekkiline kat irtifakı tapusu devredilen bağımsız bölümlerin brüt ve net m2 büyüklüklerinin sözleşmede kararlaştırılan değerlerden daha az olduğunu ileri sürerek satış bedelinde indirim yapılmasını talep etmiştir. Mahkeme, satış vaadi sözleşmesi gereği fiilen teslim edilen arasında 714,17 m2'lik fark tespit etmiş ve davacının tazminat talebinin haklı olduğuna karar vermiştir. Bilirkişi heyeti tarafından belirlenen miktar esas alınarak davacı zararının 1.589.618,24 TL olduğu hesaplanmış ve davacı lehine karar verilmiştir. Davalı müteahhit ise ayıplı ifa iddiasını kabul etmeyerek davanın reddini talep etmiştir. Tarafların temyiz itirazları reddedilerek, hüküm onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu, Madde 70
- Borçlar Kanunu, Madde 258
- Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar, Madde 4
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.11.2020 tarih ve 2020/5 E. - 2020/720 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 9 adet dükkan vasıflı bağımsız bölüm satışına ilişkin 28.06.2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça müvekkiline kat irtifakı tapusu devredilen bağımsız bölümlerin sözleşmede kararlaştırılan brüt ve net m2 büyüklükte olmadığından satış bedelinde indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek 500.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/05/2013 tarihli dilekçesi ile talebini 722.718,00 USD karşılığı 1.944.111,42 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, ayıplı ifa iddiasını kabul etmediklerini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davalı müteahhit ile davacı arasında adi yazılı şekilde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu, bu sözleşme ile davalı müteahhidin sözleşmede yer alan bağımsız bölümlerin belirtilen brüt m2'leri ile mülkiyetlerini nakletmeyi üstlendiği, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile, satış vaadi sözleşmesinde taahhüt edilen m2 ile fiilen teslim edilen arasında 714,17 m2'lik fark tespit edildiği, davacı taraf taşınmazları devralmadan önce noter ihtarı ile bu durumu ihtirazi kayıt olarak ileri sürdüğünden, tapuda tescil ile taşınmazları bu haliyle kabul etmiş sayılamayacağı, davacı tarafın tazminat talebinin haklı olduğu, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen miktar esas alınarak Merkez Bankası’nın dava tarihindeki USD efektif satış değerine göre davacı zararının 1.589.618,24 TL olduğu hesaplanmış, davanın kısmen kabulü ile 1.589.618,24 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 87.439,82 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.