Esas No: 2021/2849
Karar No: 2022/5105
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2849 Esas 2022/5105 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2849 E. , 2022/5105 K.Özet:
Davacı, davalıya sattığı mallara ilişkin iki fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlattığı icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı talep etmiştir. Mahkeme, tarafların ticari defterlerine göre takibe konu olan faturaların kayıtlı olduğunu fakat bir faturanın kapalı olduğunu ve çek ödemelerinin davalı tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmiştir. Mahkeme, itirazın kısmen iptal edilmesine, takibin bu kısmı üzerinden yıllık %16'yı geçmeyen faiz uygulanarak devam etmesine ve icra inkar tazminatına hükmetmiştir. Temyiz üzerine Yargıtay, davanın açık fatura tutarından çek miktarının çıkarılmasıyla belirlenen tutar üzerinden karara bağlanması gerektiğine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu'nun 53. ve 54. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.01.2021 tarih ve 2020/290 E. - 2021/58 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye dayalı sattığı ve teslim ettiği mallara ilişkin düzenlenen iki adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının borçlu olmadığını, 2008 yılı itibariyle davalının cari kayıtlarına göre davacının davalıya 83.211,19 TL borçlu gözüktüğünü, 2009 yılı cari kayıtlarına göre davacının fatura bedellerinden davalı alacakları mahsup edildikten sonra bakiye borcun çek ve elden ödeme ile kapatıldığını belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; takibe konu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takibe konu ettiği 38.491,00TL’lik faturanın kapalı fatura olduğu, bunun fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiği, ayrıca çek ödemelerine ilişkin olarak da bankalardan gelen yazı cevaplarına göre davalının ödeme iddiasına dayanak teşkil eden çek bedellerinin davacıya ödenmiş olduğunun tespit edildiği, davalı ticari defterlerinde 8.664,91 TL’lik 2 adet elden ödemenin belgesinin olmadığının saptandığı, davalının da elden ödeme belgelerini ibraz edemediği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne itirazın 8.664,91 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağın yıllık %16'yı geçmemek üzere faiz uygulanmak suretiyle devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyulmuş ancak bozma kararı yanlış değerlendirilmiştir. 29.11.2018 tarihli bozma ilamında davalının 8.864,91 TL elden ödemeyi ispatlayamadığı, 38.491,00 TL tutarlı faturanın kapalı fatura olduğu bedelinin ödenmiş olacağının kabul edileceği ve elden ödemeler dışındaki sair ödemelerin dayanaklarının bulunduğu belirtilmiştir. Ancak bu dayanak ödeme belgelerinin biri hariç, 01.07.2009 tarihli ve 84.324 TL tutarlı takibe dayanak teşkil eden açık faturadan keşide ve ödeme tarihi önce olan çeklerdir. Bu çeklerin önceki tarihlilerinin avans çeki olduğu davalı tarafından ispatlanamadığı gözetilerek 23.08.2009 tanzim tarihli ve 30.940 TL tutarlı çekin ise mevcut borcun ödenmesine yönelik olarak davacıya verildiği kabul edilerek ve dolayısıyla davacının davalıdan icra takibinde talep edebileceği miktarın açık fatura tutarından çek miktarının çıkarılmasıyla belirlenen 53.384,90 TL olduğu ve bu yönden davalının ödemeyi ispatlamadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin (2) nolu bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.