Esas No: 2020/8344
Karar No: 2022/5102
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8344 Esas 2022/5102 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8344 E. , 2022/5102 K.Özet:
Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalı bankacılık şirketi ile dava dışı bir şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olan davacıya gönderilen ihtarnameye rağmen ödenmeyen kredi borcu için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiği gerekçesiyle, itirazın iptali ve davalı bankacılık şirketine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesi talebiyle dava açılmıştır. İlk derece mahkemesince, davacı banka ile dava dışı şirket arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde davalının imzasının geçerli olmadığına ve vekaleten imza atan kişinin özel yetkisinin bulunmadığına karar verilmiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi, imzanın vekaleten atıldığı kabul edilse bile davalının kefil olamayacağına; sözleşmenin geçerli olabilmesi için vekilin özel olarak yetkilendirilmesi gerektiğine ve davalının böyle bir yetkiye sahip olmadığına karar vermiştir. Yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.09.2017 tarih ve 2015/1100 E. - 2017/507 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.10.2020 tarih ve 2018/1961 E. - 2020/716 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 21.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı asil ... ile vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalaln 01/03/2008 tarihli genel kredi sözleşmesine müşterek müteselsil kefil olan davalının, gönderilen ihtarnameye rağmen ödenmeyen kredi borcunun ödenmesi için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı, davacı bankayla imzalanan genel kredi sözlşemesinde müteselsil olarak kendisinin imza atmadığını, vekaleten imza atan kişinin vekaletnamesinde bu hususta özel yetki bulunmadığını savunarak davanıın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı banka ile dava dışı AHT Dış Tic. Ltd. Şti ile 01.03.2008 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının ise şirketi temsile yetkili şirket müdürü olduğu, 01/03/2008 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek müteselsil kefil olarak davalıya vekaleten ...'ın imzalamış olduğu, ancak davalı tarafın vermiş olduğu vekaletname tarihinin 19/03/2008 olduğu, bu haliyle vekaletnamenin kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra verildiği ve davalının sorumluluğunun kabul edilemeyeceği, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve talebin zamanaşıma uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, dava konusu genel kredi sözleşmesinde davalının kefil sıfatıyla yer aldığı, davalının kefaletine ilişkin imzanın vekaleten... tarafından atıldığı, sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı ... tarafından...'a verilmiş geçerli bir vekaletname olmadığından sözleşmenin davalıyı bağlamayacağı, geçerli bir vekalet olsa bile vekil özel olarak yetkilendirilmediği sürece kefil olamayacağı, sözleşmeye imza atan...'ın yetkisiz temsilci olduğu düşünülse bile Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 38. maddesine göre davalının sözleşmeyi onayladığı yönünde dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.