Esas No: 2021/680
Karar No: 2022/5110
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/680 Esas 2022/5110 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/680 E. , 2022/5110 K.Özet:
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmeye ilişkin olarak, dava kabul edilerek davalının ödeme yapması kararlaştırılmıştı. Ancak davalı vekili, karara itiraz edip Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne başvurmuştu. Daire, davalının ayıp iddiası konusunda ispatının yapılamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddetmişti. Bu kararın temyiz edilmesi sonrasında Yargıtay da kararı onaylayarak davanın kısmen kabulüne ve takibin 48.457,03 USD asıl alacak yönünden devamına hükmetti. Kanun maddeleri ise 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi ve HMK'nın 353/b-1 ve 370/1. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarih ve 2014/380 E. - 2018/677 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.10.2020 tarih ve 2018/1975 E. - 2020/962 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında yapılan 07/03/2012 tarihli sözleşme ile 310.000 USD bedel karşılığında 100.000 kg örgülük ipliğin davalıya satışı konusunda anlaştıklarını, satışın “CIP” satış olararak kararlaştırıldığını, davalının son olarak teslim aldığı 40.000 kg’lik mala karşılık gelen ödemeyi yapmadığını, taraflar arasındaki görüşmeler sonuçsız kalınca davalıya 108.000 USD bakiye alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtar sonucunda ödeme yapılmaması üzerine başlatılan icra takibine, davalının 27.654,96 USD borcu olduğunu belirterek kısmi itirazda bulunduğunu, davacının davalıya sözleşme konusu malların eksiksiz olarak sağlam bir şekilde teslim edildiğini ileri sürerek, davalının kısmi itirazının iptalini, takibin 80.646,85 USD üzerinden devamını ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından gönderilen ipliklerin gümrüklenip, son kullanıcılara satılmasını takiben ürünlerin ayıplı olduğu ve sipariş edilen üründen farklı ürün tesliminin yapıldığının anlaşıldığını, davacı tarafından da bu ayıpların kabul gördüğünü, davacı yetkilisinin davalıya ait 2000 USD ve 27.000 USD tutarlı reklamasyon faturalarını teslim aldığını, davacı ile yapılan görüşmede alımların durdurulması ve davalı adına tescil edilen 4 kamyon malın 2 kamyonun parasının ödenerek alınması, 2 kamyonun davalıya devri konusunda anlaştıklarını davacının anlaşmaya uymadığını ve ayıplı ifanın resmi rapor alınarak tespit ettirildiğini, gümrükte bekleme ücretlerinin davalı tarafından ödendiğini, “CIP” satış olmasına rağmen ve 4.400 USD taşıma bedelinin davalı tarafından ödendiğini, millileşen mala başka bir müşteri bulunduğunu ancak ürünlerin yine ayıplı olduğunun anlaşıldığını belirterek, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacıdan aldığı malların toplam bedelinin 689.309,62 USD olduğu, davalının icra takip tarihine kadar yapmış olduğu ödemeler toplamının 607.452,59 USD olduğu, davacının tutanakla kabul ettiği 29.000,00 USD reklamasyon faturası ile davacının ödemesi gereken ancak davalı tarafından ödenen nakliye bedellerinin, 4.400,00 USD olduğu takip tarihi itibariyle davacının alacağının 76.004,48 USD olduğu, davalının takip tarihinden sonra itiraz etmediği borç miktarı nedeniyle yapmış olduğu 27.547,45 USD ödeme düşüldükten sonra davacının 48.457,03 USD alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davalının, davacının sattığı ürünlerde ayıp olduğu hususunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 48.457,03 USD asıl alacak yönünden devamına, takip tarihinden itibaren TCMB'nin 1 yıllık vadeli USD'ye uyguladığı yasal faiz uygulanmasına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalının başvurusu üzerine ilgili Üniversite birimlerince hazırlanan raporların davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği iddia ve ispat edilemediği, 14/05/2012 tarihli anlaşma tutanağında belirtilen mallardan yukarıda değinilen ve mahkemece kabul edilen 29.000,00 USD toplam bedelli iki adet fatura dışındaki mallara ilişkin davalının ayıp iddiasının incelenmesinde, taraflarca söz konusu malların alımından vazgeçildiğine yönelik mutabakat olduğu ancak davalı buna rağmen bir süre sonra söz konusu malları gümrükten alarak 3. kişilere sattığı ve ticari defterlerine mal alımı olarak kaydettiği, ayıba ilişkin usulüne uygun şekilde davacıya ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği, bu haliyle davacının söz konusu mallara ilişkin ayıp iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.490,24 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.