Esas No: 2021/1044
Karar No: 2022/5160
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1044 Esas 2022/5160 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1044 E. , 2022/5160 K.Özet:
Davalı, icra takibine itiraz etmiştir. Davacı araç alım satımından kaynaklanan alacağını tahsil etmek için takip başlatmış, davalı ise peşin ödeme yaptığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, istinaf mahkemesi ise bu karara itirazları yerinde görmediği için onaylamıştır. Ancak alım satımın peşin mi, veresiye mi olduğu konusunda yanılgılı bir gerekçe ile karar verildiği için karar bozulmuştur. Karara göre; satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Veresiye satışı ispatlama yükü davacıdadır. Araç satım belgeleri ve noter senetleri dosyaya kazandırılarak tüm dosya değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu 207/2. maddesi. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 373/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 14.01.2020 tarih ve 2017/483 E. - 2020/30 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.12.2020 tarih ve 2020/970 E. - 2020/1036 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı aleyhine Suşehri İcra Müdürlüğünün 2016/491 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, oysa davalının satın aldığı araç bedellerinin takibe konu edilen kısmı ödemediğini, o nedenle itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacaklı olduğunu ispatlayacak herhangi bir delil ibraz etmediğini, aksine davalının peşin ödeme yaptığını ikrar edecek nitelikte deliller sunulduğunu, bu nedenle davanın reddi ile asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip tarihi itibariyle davalının 140.817,50 TL'lik asıl borcunun bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle asıl alacağın %20'si olan 28.163,50 TL üzerinden icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince, davalı vekilinin işlemiş faize de itiraz ettiği, davalının takipten önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğünün davacı taraça ispatlanamadığı, bu halde temerrüt tarihi takip tarihi olacağından asıl alacak dışında işlemiş faize yönelik davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı, o nedenle davalının takibe ve borca yaptığı itirazının haklı olduğu, mahkemece yanılgılı gerekçelerle takip öncesi işlemiş faiz alacağı kısmı için de itirazın iptaline ve takibin devamına hükmedilmesi doğru olmadığından bu yönden davalının isitnaf talebi yerinde görülerek hükmün bu kısmıyla ilgili olarak düzeltilmesi suretiyle yeniden karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, araç alım satımndan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı şirket, davalıya 3 adet araç sattığını ancak bedellerinin ödenmediğini, davalı ise bu satışın peşin satış olduğunu ve satış bedelini peşin ödediğini savunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda ispat yükünün peşin ödediğini belirten davalıda olduğu, davalının bu iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, istinaf mahkemesince İlk Derece Mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında alım satım ilişkisinin bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık alım satım ilişkisinin peşin satış mı veresiye satış mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere TBK 207/2. maddesindeki “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünden çıkan karine uyarınca aynı anda ifa gereği ödemenin peşin olduğu kabulü gerekir. Anılan hüküm karşısında öncelikle veresiye satışı ispatlama yükü davacıdadır. Bu nedenle araç satım belgeleri ile noter senetleri dosyaya kazandırılıp tüm dosya değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.