Esas No: 2021/1119
Karar No: 2022/5148
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1119 Esas 2022/5148 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1119 E. , 2022/5148 K.Özet:
Davacı senarist, hazırladığı senaryonun fikri haklarına davalılar tarafından tecavüz edildiği iddiasıyla 1.000 TL maddi tazminat talebiyle dava açtı. İlk derece mahkemesi davayı reddetti. Davacı vekili istinaf etti, ancak istinaf başvurusu da reddedildi. Son olarak davacı vekili temyiz isteminde bulundu, ancak Yargıtay da istemini reddetti ve Bölge Adliye Mahkemesi kararını onadı. Kararda, davacının tescil ettirdiği eser adının ayırt edici vasfı olmayan bir deyim olduğu, davalıların film adının bu deyimi içerdiği ve FSEK kurallarına aykırılık oluşturmadığı belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 1/B/a maddesi
- Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik'in 1 ve 5. maddeleri
- Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 84. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.07.2017 tarih ve 2016/105 E- 2017/163 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.12.2020 tarih ve 2020/150 E- 2020/437 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin senarist olduğunu, sinema filmi olarak hayata geçirmek üzere 2014 tarihinde "..." adlı senaryoyu hazırladığını ve bu eserini Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü nezdinde 24/12/2014 tarihinde tescil ettirerek "İlim ve Edebiyat Eserlerine İlişkin Kayıt-Tescil Belgesi" aldığını, tanınmamış bir senarist olması nedeni ile yapımcılara senaryosunu kabul ettiremediğini, sponsor arayışlarına girdiğini, sosyal medyada tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu, bu arada davalıların Armağan Tunaboylu'nun Yıldız Cinayetleri kitabından uyarladığı ve "..." ismini verdikleri sinema filmini çektiklerini ve filmin bu isimle sinemalarda gösterime girdiğini, davalıların, davacının emeği üzerinden kısa yoldan para kazanmayı amaçladıklarını, davalıların kullandıkları afişin dahi davacının afişi ile çok benzerlik gösterdiğini ileri sürerek davacının fikri haklarına tecavüz edildiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve Dino Yapımcılık vekili, müvekkilleri ile Yıldız Cinayetleri ve Konsey Cinayetleri adlı polisiye romanların yazarı ... arasında sözleşme yapıldığını, Yıldız Cinayetleri adlı romanın kaynak eser olarak işlenmek suretiyle senaryo hazırlanarak sinema filmi çekildiğini, sözleşme taraflarının kaynak eser olan Yıldız Cinayetleri'nin sinema filmi haline dönüştüğünde isminin davalı tarafından değiştirilebileceğini kabul ettiklerini, bu süreçte filmin adının ... olarak belirlendiğini, dava konusu filme ilişkin eser işletme belgesi alındığını, herkesin eserine verebileceği sıradan eser adlarının korunmayacağını, herhangi bir ayırt edici vasfa sahip olmayan bir deyim olduğunu, tarafların afişlerinin de birbiri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davalılardan ...'nin diğer davalı şirketin ortağı ve yetkili temsilcisi olması nedeniyle davada taraf sıfatına haiz olmadığından bu davalı açısından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu eserin uyarlama bir sinema eseri olduğunu, davacının taleplerinin FSEK hükümleri kapsamında yeri bulunmadığını, davacının yalnızca isim benzerliğinden yola çıkarak dava açmış olduğu, müvekkilinin yapımcı sıfatı bulunmadığını dolayısıyla pasif dava ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik’in 1. maddesine göre yapılan tescillerin hak ihdas etmeyeceği, davacının bu Yönetmeliğin 5. maddesine göre yaptırmış olduğu tescilin davacıya “...” deyimi üzerinde hak sahipliği bahşetmediği, ... deyiminin halk arasında herkese kendini sevdirme özelliği olan, bu özelliği sayesinde zor işlerden kolaylıkla sıyrılan vb. anlamlarda kullanıldığı, Dino Yapımcılık ve Filmciliğin yaptığı ... adlı filmin konusunun ve kahramanın halk arasında yaygın bir deyim olarak kullanılan ... deyiminin özelliklerini taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; dava konusu davacıya ait senaryonun FSEK 1/B/a maddesi anlamında eser olduğu, davacının hak sahipliği iddiasının birbirine hiç benzemeyen eser içeriği üzerinden değil, eserin adı üzerinden oluştuğu, "..." isminin, umumen kullanılan ve ayırt edici vasfı bulunmayan eser adı niteliğinde olmadığı, davacıya ait senaryo eserinde kullanılan “...” ifadesinden oluşan eser adının başlı başına FSEK 1/B maddesi hükümleri uyarınca eserin bir parçası olarak korunması gereken bir ifade olmadığı, ayırt edici vasfı olmayan adlardan olduğunun anlaşılması nedeniyle haksız rekabete yol açmadığı, davacı tarafından senaryo olarak oluşturulan "..." adlı eserin piyasaya sunulmadığı, piyasaya sunulmak üzere çalışma yapıldığı, bu durumda, davacı tarafından meydana getirilen ancak kamuya sunulmayan bir eserin adının davalı tarafça film adı olarak kullanılmasının iltibasa sebebiyet vererek haksız rekabete yol açtığının kabul edilemeyeceği, "..." ibarenin günümüze kadar yüzlerce esere ad olduğu, bu nedenle yaygın kullanımı olan bir anekdot ve eser adı niteliği taşıdığı, FSEK 84. madde kapsamında davacının ihlal edilen bir hakkının bulunduğu ya da davalı şirketin eyleminin ne şekilde iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.