Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10082 Esas 2022/8824 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/10082
Karar No: 2022/8824
Karar Tarihi: 14.11.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10082 Esas 2022/8824 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/10082 E.  ,  2022/8824 K.

    "İçtihat Metni"

    (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

    Silahla yaralama suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 268/1 delaletiyle 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri gereğince iki kez 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair Araç Asliye Ceza Mahkemesinin 22.07.2011 tarihli ve 2009/21 Esas, 2011/110 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden 03.10.2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 22.03.2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanarak, adı geçen sanığın mahkûmiyetine dair anılan Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2015/112 Esas, 2016/134 Karar sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine hükmün bozulmasına ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 09.09.2020 tarihli ve 2020/19088 Esas, 2020/10301 Karar sayılı kararını takiben, basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yeniden yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun e 86/2, 86/3-e ve 62 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince iki kez 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Araç Asliye Ceza Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/258 Esas, 2021/59 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 07.07.2022 tarihli ve 2022/5667 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.10.2022 tarihli ve 2022/104434 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Mezkur ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan silahla yaralama suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zaman aşımının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olacağı nazara alındığında, kovuşturma aşamasında sanığın savunmasının alındığı 17.03.2009 tarihinde son kez kesilmesi sebebiyle yeniden işlemeye başlayan zaman aşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 03.10.2011 ile yeniden suç işlendiği 22.03.2013 tarihleri arasında 1 yıl 4 ay 22 gün durmasını müteakip kaldığı yerden yeniden işlemeye başladığı, bu haliyle sanığın savunmasının alındığı 17.03.2009 tarihinde işlemeye başlayan 8 yıllık olağan zaman aşımı süresinin karar tarihi itibariyle tamamlandığı anlaşıldığından, 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince davanın
    düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
    Gereği görüşülüp düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    5237 sayılı TCK'nin 66. maddesine göre;
    “(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a)Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b)Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl,
    c)Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d)Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
    e)Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.”
    TCK’nin 67. maddesine göre;
    “(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zaman aşımı durur.
    (2) Bir suçla ilgili olarak;
    a)Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b)Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c)Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d)Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, dava zamanaşımı kesilir.
    (3)Dava zaman aşımı kesildiğinde, zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zaman aşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zaman aşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
    (4)Kesilme halinde, zaman aşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”
    5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesinin c bendinde ise; “Denetim süresi içinde dava zaman aşımı durur.” hükmü düzenlenmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda, sanığın, 22.01.2008 tarihinde gerçekleştirdiği kasten yaralama suçundan dava açılması üzerine, 17.03.2009 tarihinde sorgusunun yapıldığı, yargılama sürecinde 18.02.2016 tarihinde sanık hakkında hükmün açıklanması
    suretiyle mahkumiyet kararları verildiği, bu kararların Yargıtay tarafından temyiz incelemesi sonucu bozulduğu, mahkemece bozmadan sonra 11.02.2021 tarihinde inceleme konusu mahkumiyet kararlarının verildiği anlaşılmıştır.
    Buna göre sanığın, mağdurları kasten basit yaralama eylemi için, TCK'nin 86/2, 86/3-e maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek, TCK'nin 66/1-e maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresinin 8 yıl, uzamış zaman aşımı süresi ise 12 yıldır. Suç tarihi ve zaman aşımını kesen mahkumiyet kararlarının verildiği 18.02.2016 ve 11.02.2021 tarihleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 03.10.2011 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 22.03.2013 tarihleri arasındaki ''1 yıl 5 ay 19 gün'' durma süresi de dikkate alındığında asli ve uzatılmış zaman aşımı süreleri dolmamıştır.
    Açıklanan bu nedenle Araç Asliye Ceza Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/258 Esas, 2021/59 Karar sayılı kararına yönelik, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi

    Hemen Ara