Esas No: 2021/1206
Karar No: 2022/5150
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1206 Esas 2022/5150 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1206 E. , 2022/5150 K.Özet:
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği karara istinaf başvurusu reddedilmiş ve bu karar Yargıtay'ca incelenmiştir. Davacı, müvekkili şirketin taşıma organizasyonunu layıkıyla yerine getirdiği ancak yükün alıcısı tarafından bir türlü teslim alınmadığı için gemi acentesi tarafından davalı şirkete fatura edilen demuraj/konteyner kira bedelini talep etmiş, fakat davalı ödeme yapmamıştır. Bu nedenle, Bakırköy İcra Müdürlüğü'nde ilamsız icra takibi başlatılmış ancak davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı, itirazın iptali için dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesi, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de söz konusu kararı onamıştır. Ancak, Temyiz İstinaf Mahkemesi, taşıma ilişkisi mevcut olduğu için İİK'nın 50/1 ve HMK'nın 10. maddesi gereğince davacının kendi yerleşim yerinde icra takibi yapabileceğine vurgu yaparak önceki kararları bozmuştur.
Kanun maddeleri: İİK'nın 50/1, HMK'nın 353/
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.11.2019 tarih ve 2018/512 E. - 2019/457 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından (Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla) istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.11.2020 tarih ve 2020/1647 E. - 2020/1260 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin yükleyicisi olduğu ve Prime Road Solutions Pvt Ltd.’nin (PRIME) alıcısı olduğu ve BOLIZM16784 nolu konşimento tahtında İzmir Limanı’ndan Chennai/Hindistan Limanı’na taşınan, tam ve tekmil şekilde zamanında varma limanına vasıl olan yükünün taşınması işinde müvekkili şirketin freight forwarder/taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket ettiğini, taşıma organizasyonunun müvekkili şirket tarafından layıkıyla ifa edildiğini, yükün zamanında varma limanına ulaşmasına rağmen bir türlü alıcısı tarafından teslim alınmadığını, demuraj/konteyner kira bedellerinin gemi acentesi tarafından müvekkili şirkete fatura edildiğini, müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmak zorunda kalındığını, ödenmek zorunda kalınan bedelin fatura ile davalı şirketten talep edildiğini, davalı tarafından fatura bedelinin ödenmemesi neticesinde alacağın tahsili amacıyla Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü'nün 2018/11767 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinin dayanağının fatura olduğunu, genel yetki kuralları uyarınca yetkili icra dairesinin müvekkili şirketin yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemesi olan Karşıyaka olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığını, teslim alınmadığı iddiası ile yansıtma faturaya konu edilen ürünlerin teslim şeklinin "FCA İzmir" olarak kararlaştırıldığını, kararlaştırılan teslim şekli nedeniyle müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, belirlenen teslim şekli uyarınca müvekkili şirketin sorumluluğunun İzmir'den gerekli gümrük işlemlerini yaparak malı taşıcıya teslim etmek ile son bulduğunu, riskin alıcıya geçtiğini belirterek davanın dava şartı yokluğu nedeni öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, FCA teslim şartlı satışta navlun sözleşmesi kurma yani taşıma yükümlülüğünün alıcıya ait olduğu, somut olayda yükün İzmir'de taşıyıcıya teslim edildiği, satım şekline göre navlun sözleşmesinin davacı taşıyıcı ile Hindistan'da mukim alıcı firma arasında kurulduğu, dolayısıyla, davacı ile davalı arasında bir taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı, aksinin kabul edildiği durumda dahi takibe konu alacak taşımada kullanılan konteynerler için davacının dava dışı fiili taşıyana ödediği kira bedeli nedeniyle ortaya çıkan zararın tahsili istemine ilişkin olduğundan TBK'nın 89/1. maddesi anlamında bir para alacağının sözkonusu olmadığı, bu nedenle, yetkili icra dairesinin HMK 6. maddesinde düzenlenen genel yetki hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, davalı İzmir'de mukim bir şirket olduğundan HMK 6. maddesine göre yetkili icra dairesinin İzmir İcra Daireleri olduğu, icra takibinin yapıldığı Bakırköy İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, faturaya dayalı konteynır/demuraj alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından istinafı üzerine ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir.
İİK'nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. Taraflar arasında akdi ilişki bulunması şartıyla, 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. TBK 89/1. maddesi uyarınca para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.
Taraflar arasında taşıma ilişkisi mevcut olup, bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği gözetilerek, inceleme yapılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.