23. Hukuk Dairesi 2012/1948 E. , 2012/4383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, yüklenici olan müvekkili ... ile arsa sahibi davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacının tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalıların 10 nolu dairenin satış ve ferağını vermediklerini ileri sürerek, dava konusu dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu devir işleminin yapılmaması sebebiyle uğranılan zarar olarak ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı ... vekili, inşaatın süresinde bitirilmemesi nedeniyle davalının sözleşme ile hüküm altına alınmış olan kira bedelini ödemesi gerektiği halde bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, 8.400,00TL tazminatın davalı ..."tan tahsilini, asıl davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, davacının sözleşme konusu inşaaatı tamamlayarak iskân iznini aldığı, bu nedenle tapu iptal ve tescil talebinin haklı olduğu, ancak davacının davaya konu dairede oturduğu gerekçesiyle tazminat talebinin reddine, taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile asıl davacı adına tesciline; karşı davada, davalının sözleşmeye konu işi gecikmeli olarak tamamlaması sebebiyle karşı davacının 900,00 TL kira kaybı olduğu gerekçesiyle karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı - karşı davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1) Karşı davada davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK"na eklenen Ek-Madde 4"te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 1.540,00TL dir.
Karşı davacı vekili tarafından, dava dilekçesi ile 8.400,00 TL kira bedelinin tahsili talep edilmiş, daha sonra 12.09.2011 tarihli dilekçe ile davadan kısmen feragat edilerek 900,00 TL"nin tahsili talep edilmiş olup, mahkemece, 900,00 TL tazminata karar verilmiştir.
Karşı davada davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mehkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, karşı davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) Asıl davada davacı ... vekilinin temyiz istemine gelince,
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.