Esas No: 2022/4160
Karar No: 2022/5261
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4160 Esas 2022/5261 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/4160 E. , 2022/5261 K.Özet:
Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir davada, faturaya dayalı 63.000 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin karar verilmiş. Davalı vekilinin istinaf başvurusu sonucu, istinaf mahkemesi kararıyla davanın usulden reddedildiği belirtilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri HMK 362/1-a, HMK 370/1, HMK 368, HMK 329/2, HMK 372'dir. HMK 368'e göre temyizi kabil olmayan kararların temyizi halinde HMK 329/2'ye göre disiplin para cezası uygulanabileceği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.11.2019 tarih ve 2019/802 E- 2019/834 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 21.12.2021 tarih ve 2019/2479 E- 2021/1969 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz talebinin reddine dair 25.02.2022 tarihli ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava; faturaya dayalı 63.000,00 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince istinaf isteminin kabulü ile yeniden hüküm kurularak davanın usulden reddedilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine bu kez Bölge Adliye Mahkemesince verilen 25/02/2022 tarihli ek karar ile verilen kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, ek kararın dayandığı gerektirici sebeplere temyiz olunan miktarın 6100 sayılı HMK 362/1 – a maddesinde öngörülen kesinlik sınırları içerisinde bulunmasına göre ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile HMK 370/1. maddesi gereğince ek kararın ONANMASINA, Bölge Adliye Mahkemesi kararına ilişkin temyiz talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından HMK'nun 368. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 329/2. maddesi uyarınca temyiz eden davacı Pana Kozmetik Lazer Medikal San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA, para cezasının mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK 372 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
6100 sayılı HMK 368 maddesinde "Temyiz talebinin, kötüniyetle yapılması durumunda Yargıtayca HMK 329 maddesi hükümlerinin uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi temyizi kabil olmayan bir kararın temyiz edilmiş olması, temyiz edenin kötü niyetli olduğunun peşin olarak kabulü mümkün değildir.
Maddede öngörülen "kötüniyet" TMK 2/2 maddesindeki hakkın suistimali niteliğinde olup, bir hakkın amacına aykırı biçimde, yani hak sahibine yararlı olacak ölçüyü aşarak ya da hiç yarar sağlamadığı halde başkalarına zararlı olacak biçimde kullanılmasıdır.
Her somut olayda kötüniyetin varlığı kendi koşulları içinde değerlendirilmelidir.
Eldeki davada, davacı Bölge Adliye Mahkemesinin kesin kararı aleyhinde temyiz kanun yoluna başvurmuş olup bu davranışının davalıya zararının olması bir tarafa yargılama sürecini uzatmak suretiyle kendi aleyhine sonuç doğurmaktadır.
Davacının, temyiz isteminde "kötüniyetli" olduğuna ilişkin dosya içeriğinde hiçbir veri bulunmamaktadır.
Sayın çoğunluğun kabulü, bu aşamadan sonra HMK 362 maddesinde düzenlenen ve temyizi kabil olmayan tüm kararların temyizi halinde uygulanması sonucunu doğuracaktır ki HMK 368 maddesinin konuluş amacına ve kanun koyucunun iradesine aykırıdır.
Temyizi kabil olmayan kararların temyizi halinde somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, kötüniyete ilişkin hiçbir veri olmadığı halde HMK 368 maddesi hükümlerinin işletilmesinin hukuk sisteminde kaosa yol açacağı, hak arama hürriyetini de tahdit edebileceğinin gözden ırak tutulmaması gerekir.
Kaldı ki, yargı uygulamasına bakıldığında HMK 368 maddesinin açıklanan nedenlerle müracaat edilen bir hüküm olmadığı, yargı organlarının bu hükmü uygulamaktan kaçındıkları görülmektedir.
Sonuç olarak, davacının kendi aleyhine yargılama sürecini uzatmak suretiyle sonuç doğuran, başka kişiye zararı bulunmayan temyizi kabil olmayan karar temyizinde HMK 368 maddesinde ifade edildiği şekilde kötüniyetli olduğuna ilişkin hiçbir somut veri bulunmadığından HMK 368, 329/2 maddeleri gereğince davacı hakkında disiplin para cezası verilmesine ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.