Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1763 Esas 2012/4288 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1763
Karar No: 2012/4288
Karar Tarihi: 19.06.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1763 Esas 2012/4288 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/1763 E.  ,  2012/4288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olup, kooperatiften birer daire satın aldıklarını, yönetim kurulunca istenen daire bedelinin toplu olarak ödenmesine rağmen yönetim kurulunun peşin ödemeye ilişkin bir karar almadığı gibi buna ilişkin bir belge de vermediğini, müvekkillerinin ödemesinin diğer ortaklardan fazla olduğu gibi, bayındırlık birim fiyatlarıyla yapılan hesaplamaya göre de daire değerinden fazla olduğunu, müvekkillerinin yaptıkları son ödemeyle birlikte daire değerini peşin olarak ödemelerine rağmen aidat alacağının tahsili için müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını ileri sürerek, müvekkillerinin kooperatife borçlu olmadıklarının tespiti ile aleyhlerine başlatılan takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslahla takip konusu alacağın tamamı için borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir.
    Davalı vekili, davacı ortakların aidat borcunu ödememesi üzerine müvekkilince başlatılan takibin davacıların itirazı üzerine durduğunu, müvekkilince açılan itirazın iptali davasının derdest olduğunu, davacı ortakların diğer ortaklar gibi genel kurul kararlarıyla belirlenen aidatı ödemek zorunda olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların davalı kooperatife ortak oldukları, davacı..."ın kooperatif kayıtlarına göre 30.365,00 TL., Süleyman"ın ise 30.465,00 TL. ödediği, kooperatifin 09.03.2008 tarihli genel kurulunda ortakların 01.09.2008 tarihine kadar aidatlarını 50.000 TL’sına tamamlamalarının kararlaştırıldığı, davacı ...’ın 26.06.2006 tarihinde ödediği 13.000,00 TL’nin kooperatif kayıtlarında yer almadığı gerekçesiyle davacı...’ın davasının reddine, davacı ...’ın davasının kısmen kabulü ile davacının ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/446 Sayılı dosyasında 6.535,00 TL asıl alacak borcunun olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Dava, aidat alacağının tahsili amacıyla yapılan takipler nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden, davalı kooperatifin, aidat alacağının tahsili amacıyla davacı ortakları aleyhine takip başlattığı, davacıların itirazı üzerine duran takiplerin canlandırılması amacıyla eldeki menfi tespit davasından önce davalı kooperatifçe davacı ...aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/98 Esas, davacı ... aleyhine aynı mahkemenin 2009/100 Esas sayılı dosyalarında itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacılar, eldeki itirazın iptali davasında, takip konusu dosyalardaki borç nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini istemektedirler. İlamsız takibe karşı süresinde itirazda bulunan borçlunun itirazı üzerine takibin durmuş olması nedeniyle buna rağmen menfi tespit davası açmada hukuki yararı yoktur. Keza, alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra da borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü, borçlu açılacak veya açılmış olan itirazın iptali davasında borçlu olmadığına dair savunmalarını ileri sürme olanağına sahiptir. Tespit davasının dinlenebilmesi için, borçlunun korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiğinden derdest olan itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek savunmaların ayrı bir davada dava konusu yapılmasında davacıların hukuki yararı bulunmadığı gibi çelişkili kararların verilmesi suretiyle hukuki güvenirliğe de zarar verileceği açıktır. Hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2- Kabule göre de, menfi tespit davası şeklinde açılan davanın sonucunda davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenerek borçlu olmadığı miktarın tespitine karar verilmesi gerekirken, davacı ...’ın takip konusu dosyada borçlu olduğu miktarın belirlenerek olumlu tespit kararı verilmesi de yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasınada hazır bulunan davalı lehine takdir olunan 900,00TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, davacıların fazla yatırdığı ve davalıdan peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara