Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3577 Esas 2022/5473 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3577
Karar No: 2022/5473
Karar Tarihi: 05.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3577 Esas 2022/5473 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada davacı, çerçeve sözleşmesi uyarınca zeytin sattığını ancak davalı tarafından ceza faturaları düzenlenerek borcunun ödenmediğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkeme, sözleşmenin 8. maddesine göre davalının cezai şart talep edebileceği ancak ayıplı mal tespiti yapılması gerektiğini ve bu hususun belirlenmediğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Bozma ilamına rağmen gereği yerine getirilmeyen karar, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu nedeniyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece ceza faturalarındaki cezai şart bedellerinin hangi parti siparişe ait olduğu tespit edilmeli ve ayıplı mal tartışması yapılmalıdır. Kararda TTK'nın 18/2. maddesi belirtilerek tarafların basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca sözleşmenin 8. maddesi hakkında açıklamalar yapılmıştır.
11. Hukuk Dairesi         2021/3577 E.  ,  2022/5473 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.02.2021 tarih ve 2018/476 E. - 2021/87 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya zeytin sattığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine ceza faturaları düzenleyerek borcunu ödemekten kaçındığını, davalı tarafından düzenlenen bu faturaların müvekkilince kabul edilmediğini ileri sürerek 151.528,46 TL alacağın temerrüt tarihi olan 24.10.2013 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesinin 8. maddesine uygun olarak müvekkilince ceza faturaları düzenlendiğini, ürünlerin siparişe uygun olmadığının tespit edildiğini, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı vekilinin bir kısım dilekçelerinde belirttiği üzere davalı şirketin kestiği bütün iade faturalarının davacı şirket tarafından kabul edildiği, davalının, davacının, iade faturasını kabul ettiği, sevkiyatların cezai şart faturalarını kabul etmediğini belirttiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde davacı şirketin zeytin satışına ilişkin borcunu kötü ifa etmesi durumunda siparişin %20'si oranında alıcıya ceza ödemesinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğu, yani davalının davacıdan cezai şart talep edebilmesi için sözleşmede belirtildiği şekilde şahit numuneye uygun olmayan ürün teslim etmesi gerektiği ve bunun yeterli olduğu, dosya kapsamındaki bilgi, belge, e-mail çıktıları ve bilirkişi raporlarına göre davacının kötü ifa olgusunun kanıtlandığı, davalı tarafından ayıplı olduğu bildirilerek iade olunan ve davacı tarafından iadesi kabul olunan mallara ilişkin cezai şart alacağının davada konu olduğu, her iki tarafın da tacir olarak imzaladığı tek sayfadan ibaret çerçeve sözleşmenin taraflarca müzakeresinin yapıldığı, tarafların TTK'nın 18/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunun kabul edilemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre davalının davacıdan 151.920,08 TL cezai şart alacağının bulunduğu gerekçesiyla davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2016 tarihli ve 2015/18499-2016/10550 sayılı bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamından sonra, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Bozma ilamında belirtildiği üzere, davacı tarafından davalıya satışı yapılan malların ayıplı olup olmadığının ispat yükü davalıya aittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre de davalı tarafından verilen her bir sipariş ile ilgili olarak o siparişe ait malların ayıplı olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekir. Sipariş konusu hangi malların ayıplı olduğunun tespiti halinde ise sipariş bedelinin %20’si oranında cezai şartın davalı tarafından tahakkuk ettirilmesinin tespiti gerekir. Davalı tarafından davacıya ceza faturaları kesilmişse de sözkonusu faturalardaki cezai şart miktarlarının hangi siparişe ilişkin olduğu ve o sipariş konusu malların ayıplı olup olmadığı hususu gerek bilirkişi raporuyla gerekse mahkemece tespit edilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, davalı tarafından kesilen ceza faturalarındaki cezai şart bedellerinin hangi parti siparişe ait olduğu açıklattırılıp daha sonra bu siparişe konu mallarda ayıplı mal bulunup bulunmadığının davalı tarafından ispatına imkan vermekten ibarettir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı tarafından kesilen iade faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmişse de sözkonusu iade faturalarının dayanağı siparişe konu mallar tespit edilmemiştir. Ayrıca taraflar arasındaki e-mail yazışmasında da hangi sipariş konusu malların ayıplı olduğu açıklanmamıştır. Mahkemece bütün bu hususlar değerlendirilip yukarıda belirtilen konularda tarafların delillerinin ibrazı sağlanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, dava dosyasının yerel mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara