Esas No: 2020/7113
Karar No: 2022/5445
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7113 Esas 2022/5445 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7113 E. , 2022/5445 K.Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışında davalı şirkete yatırdığı paraların ödenmemesi nedeniyle ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ve ödenen paranın tahsili için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, kesin hüküm bulunması nedeniyle davalı şirket yönünden dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine, diğer davalı yönünden ise davanın esastan reddine karar vermiştir. Davacı vekili, bu karara istinaf etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine, diğer davalar hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Temyiz başvuruları sonucunda Yargıtay, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermiş, bölge adliye mahkemesi kararını ise bozmuştur. 7194 sayılı Yasa'ya göre, kesin hüküm dava şartıdır ve mahkemece re'sen değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden kesin hüküm bulunmaktadır ve bu hüküm dava şartı teşkil etmektedir. Bu nedenle, davacının davalı şirkete karşı açtığı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yapılan inceleme sonucunda esastan verilen nihai kararda, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.11.2018 tarih ve 2014/818 E. - 2018/770 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.01.2020 tarih ve 2019/199 E. - 2020/69 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkilinin davalı tarafa para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı şirket hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davalı şirket yönünden dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine, yabancı mahkeme kararında ortaklık ilişkisinin geçerli olduğu kabul edildiği için davalı ...’dan davalının bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi talebine ilişkindir. Davacı, yabancı mahkemede davalı şirket aleyhine alacak davası açmış, bu dava reddedilmiş ve bu ret kararı kesinleşmiştir. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiş ve tanımaya ilişkin bu karar da kesinleşmiştir. Kesin hüküm dava şartı olup mahkemece re’sen değerlendirilmesi gerekmektedir. 7194 Sayılı Yasa, dava şartlarından olan kesin hükmün değerlendirilmesine engel bir düzenleme içermemektedir. Bu itibarla tarafları, hukuki sebepleri aynı olan yabancı mahkeme kararı davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden kesin hüküm teşkil etmekte olup bölge adliye mahkemesince davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine, davacının ...’a karşı açtığı dava hakkında 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın tümü hakkında 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine,05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.