Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/926 Esas 2022/5421 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/926
Karar No: 2022/5421
Karar Tarihi: 05.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/926 Esas 2022/5421 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı şirkette ortak olduğunu ancak kâr payı dağıtılmadığını ileri sürerek, davalıdan tahsil edilmek üzere kâr payının tespiti ile talep etmişti. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf etmişti. Bölge adliye mahkemesi, dava konusu uyuşmazlığın 3332 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermişti. Ancak davacı, davalı şirkete ortak olmadığı yönünde bir iddiası olmadığı gibi kanun da 3332 sayılı Yasa değil 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu olduğundan hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 4. madde
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
11. Hukuk Dairesi         2021/926 E.  ,  2022/5421 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.05.2019 tarih ve 2017/155 E- 2019/291 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.07.2020 tarih ve 2019/1803 E- 2020/974 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ortak olduğundan beri kâr payı dağıtılmadığını ileri sürerek müvekkiline ortaklıktan çıkma hakkının kullandırılarak, davalı şirkette bulunan ortaklık payına isabet eden ve hisse alım tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bugüne kadar işlemiş alacak dönemini kapsayacak şekilde kâr payının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada anonim şirketlerde ortakların kâr payı isteyebilmesi için şirket genel kurulunun kâr payı dağıtımı konusunda bir karar alması gerektiği dava tarihinden geriye dönük olarak davalı şirketin genel kurullarınca kâr dağıtımı yönünden alınmış bir karar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince taraflar arasında görülmekte olan davanın 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulasına, açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
    Dava; davalı şirketin hiç kâr payı dağıtmadığı iddiasına dayalı olarak ortak olunan tarihten dava tarihine kadar geçen sürede dağıtılması gereken ve fakat dağıtılmayan kâr payının tespiti ile belirlenecek bedelin davalıdan tahsiline ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca ele alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine ise bölge adliye mahkemesince dava 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında incelenerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Ancak, 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
    Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır. ” hükmüne haiz olup davacının davalı şirkete ortak olmadığı yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi tam tersi davacı davalı şirkete ortak olduğunu ve fakat kâr payı dağıtılmadığını ileri sürmektedir.
    Bu durumda, iddianın ileri sürülüş biçimi bakımından somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken kanun 3332 sayılı Yasa değil 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu olup bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme yapılarak dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara