Esas No: 2022/4251
Karar No: 2022/5467
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4251 Esas 2022/5467 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/4251 E. , 2022/5467 K.Özet:
Davacı, borçlu şirketten alacağı olduğunu ve icra takibi başlattıklarını ancak şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini ileri sürerek, borçlu şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, davanın kabulüne, davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığına karar vermiştir. Davacı tarafından istinaf edilen kararın kabulü üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığını ve şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiş, ancak temyiz istemi reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi
- 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 10/3. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.10.2019 tarih ve 2019/238 E- 2019/618 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.02.2022 tarih ve 2019/2720 E- 2022/205 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den alacaklı olduğunu, alacağının tahsili için icra takibi başlattıklarını, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi gereği şirketin 22/05/2015 tarihinde re'sen ticaret sicilinden terkin edildiğini, icra dosyasının derdest olduğunu ve borcun ödenmediğini ileri sürerek borçlu şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, davaya konu işlemlerin yasa gereği yapıldığını, kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, TTK ve ilgili mevzuat gereği şirketin, kooperatifin veya tüzel kişiliklerin tasfiye ve sicilden terkin işlemleri sırasında tüm mal varlığı değerlerinin, tüm aktif ve pasiflerinin, tüm hak ve alacakları ile borçlarının, tüm icra takiplerinin ve davalarının vs. (tüm maddi ve manevi hak ve borçlarının) nazara alınması gerektiği, TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince davaya konu şirketin bilinen veya bilinmeyen tüm aktif ve pasiflerinin eksiksiz tasfiyeye tabi tutulabilmesi ve eksik tasfiyenin tamamlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığından davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK'nın geçici 7.maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi'nin 12 Şubat 2015 tarihinde yayınlandığı ancak ihyası istenen şirkete veya şirket temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı, bu hale göre şirkete ya da şirket temsilcilerine tebligat yapılmadığı, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılmasının usule aykırı olduğu, bu nedenle ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, ayrıca 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde, "01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır" denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceğinin belirtildiği, ancak 5174 sayılı ...ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinin; ''Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re'sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği '' hükmünü içerdiği, 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin" Tebliğ'in 1. maddesinin "d" bendinde; "18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı ...ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler" ifadesi ile kanunda olmayan bir halin tebliğ ile düzenlendiği, Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir halin ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamayacağı, davalı ... Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinmesi hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işleminin bu nedenle de usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı ... Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin etmekle işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeninden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünün 19477 sicil sırasında kayıtlı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin ticaret sicilinden terkine ilişkin kaydın silinmesine ve adı geçen şirketin ihyasına, davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.