Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davacının, Kooperatifler Yasası ve anasözleşme gereği kendisine herhangi bir ihtar ya da tebliğ yapılmaksızın ihraç edildiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihracın usulüne uygun olduğunu, davacının yapılan ihtarlara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatife 72 numaralı ortak olduğu, davacıya borcunu ödemesi için ilk ihtarın gönderildiği, ikinci ihtar ile çıkarma kararının tebliğ edildiği, bu şekilde alınan ihracın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi gereğince ihraç kararının kesinleşmesine kadar, kooperatiften çıkarılan ortağın hak ve borçları devam eder. Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi halinde üyeliğinin sona erdiğini ortağın zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı ve böyle bir davacının açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda davacının ihracına 04.06.2001 tarihinde karar verilmiş olup, bu kararın iptaline ilişkin bu dava 12.07.2011 tarihinde açılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin düzenli aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığının kooperatif kayıt ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespitinden sonra, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, diğer anlatımla kooperatif ile bağlantı kurup kurmadığı, anasözleşme uyarınca ortağın taşıma kooperatifine uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğü varsa, bunun üzerinde de durulması, sonuç olarak davacının talebinin TMK’nın 2. maddesine uygun olup olmadığı araştırılıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.