Esas No: 2021/3304
Karar No: 2022/5469
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3304 Esas 2022/5469 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3304 E. , 2022/5469 K.Özet:
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı tarafından davalı şirkete karşı çek ve senet imzalarının inkar edildiği ve takip dayanağı çekten dolayı yapılan tahsilatın haksız olduğu iddiasıyla 17.200.000.000 TL istirdat ve tazminat talep edilmiştir. Mahkeme, imzaların davacıya ait olmadığının kabulü gerektiğini ve asıl davanın kabulüne, birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar vermiştir. Davalı vekili tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay tarafından onanmıştır. Kanun maddeleri: HMK 190. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.11.2020 tarih ve 2019/400 E. - 2020/641 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl dosyada davacı vekili, davalı şirketin davacı aleyhine Adana 2. İcra Müdürlüğü'nün 2003/3592 sayılı dosyasında başlattığı icra takibine konu çekteki ciro imzasının davacının eli ürünü olmadığını, davalının davacıyı kandırarak icraya itirazını engelleyip ... plakalı kamyonu sattırarak 17.200.000.000.- TL tahsil ettiğini ileri sürerek 17.200.000.000.- TL'nin istirdadına ve takip konusu çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait kamyonun cebri icra yoluyla satın alındığını, istirdatı talep edilen bedelin davacının vergi borçlarına ödeneceğini, savunarak davanın reddine ve inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Aynı mahkemenin birleşen 2004/153 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün 2003/3860 sayılı dosyasında başlatılan takibe konu 5.200.000,00 TL bedelli bonodaki (kefil) imzanın davacıya ait olmadığını ileri sürerek bu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl davaya konu dosyada, davacı vekilinin, davacının işlerini davacı adına eşinin yürüttüğünü ve imzayı da eşinin attığını beyan ettikten sonra hâlâ davacının davalıya borçlu olmadığını ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2018/862 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, asıl dosyaya konu icra takibinin davalı tarafça yenilenmesi üzerine kendisine ve takip dosyasında borçlu gösterilen, vefat eden eşinin diğer mirasçılarına karşı takip sürecinin işletildiğini ileri sürerek Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/3592 yenileme ile 2017/2509 sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, davacı borçlu tarafından çek ve senetteki imzalar inkar edildiğinden, hukuki ilişkinin varlığının ispat yükünün HMK'nın 190. maddesi gereğince davalı alacaklı da olduğu, bilirkişi raporlarında, imzaların davacıya ait olup olmadığının teknik olarak tespit edilmediğinin belirtildiği, davalı tarafından, imzanın davacıya aidiyetine ilişkin başkaca bir delilin ileri sürülmediği ve yemin teklifinde bulunulmadığı, bu nedenle dava ve birleşen davalara konu olan 10/07/2003 tarihli 12.000,00 TL bedeli çek ile 11/03/2003 keşide tarihli, 5.200,00 TL bedeli bonolarda, davacı adına atılı imzaların, davacıya ait olmadığının kabulü gerektiği ve takip dayanağı çek ile ilgili olarak yapılan 17.200,00 TL tahsilatın haksız olduğu, birleşen 2019/862 Esas sayılı dosyada davaya esas teşkil eden Adana 2. İcra Müdürlüğü'ne ait 2017/2509 sayılı dosyada, asıl davanın konusu olan Adana 2. İcra Müdürlüğü'ne ait 2003/3592 sayılı dosyanın yenilenmesi suretiyle takibe devam olunduğu, takibin dayanağının 10/07/2003 tarihli 12.000,00 TL bedelli çek olduğu, birleşen davanın 14/05/2018 tarihinde açılıp, dava tarih itibariyle asıl davanın derdest olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, davacının Ziraat Bankası'na ait 10/07/2003 tarih, 30420-158896 numaralı ve 12.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 17.200,00 TL’nin dava tarihi olan 07/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2014/153 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, davacının 11/03/2003 tanzim 12/04/2003 vade tarihli ve 5.200,00 TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen 2019/862 esas sayılı dosyanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.134,01 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davalıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.