Esas No: 2017/1543
Karar No: 2019/266
Karar Tarihi: 21.01.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1543 Esas 2019/266 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,taraflar arasında otogaz LPG bayi sözleşmesi bulunduğunu,sözleşmenin imzalanmasıyla dava dilekçesinde dökümü yapılan ariyetlerin davalıya teslim edildiğini, davalının sözleşme gereklerini yerine getirmemesi sebebiyle çeşitli ihtarlar gönderildiğini davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davaya konu malzemelerin davacıya aidiyetinin tespiti ile iadesine, ariyet konusu malların aynen bulunamaması veya eksik teslimi halinde ariyetlerin benzer piyasa değerinin davacıya ödenmesine, 57.174 TL kar mahrumiyetinden şimdilik 10.000,00 TL ile cezai şart alacağından şimdilik 20.000,00 TL"nin Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,taraflar arasındaki otogaz LPG istasyonu bayilik sözleşmesi gereği davalının yaklaşık 2 yıl boyunca şirket bayisi olarak LPG satışına devam ettiğini, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmeyi fesh etmeden sözleşme gereği verilen teminat mektubunun sözleşmeye ve ahde vefaya aykırı olarak nakde çevrildiğini, bu nedenle davalının sözleşmeyi haklı olarak fesh ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, kar mahrumiyeti ve cezai şarta yönelik davanın kabulüne, davacı tarafın ariyetlere yönelik talebinden vazgeçmesi ve davalının vazgeçmeye karşı bir diyeceklerinin bulunmadığını beyan etmesi gerekçesiyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi ve ariyetlerle ilgili dosyaya sunulan fatura bedelleri dikkate alınarak bu yönden davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 20.000,00 TL cezai şart talep etmiş ayrıca değerini göstermeden ariyetlerin aynen iadesini bu mümkün değilse saptanacak bedelinin tahsilini istemiş olup ariyetler için herhangibir harç yatırmamıştır.
Davacı vekili dava devam ederken 21.12.2015 tarihli dilekçesiyle ariyetlerle ilgili talebinden vazgeçtiğini (buna ilişkin davasını geri aldığını) bildirmiş ve davalı vekili de 08.06.2015 tarihli dilekçesiyle bu vazgeçmeye bir diyeceğinin olmadığını (davanın geri alınmasına muvafakat ettiğini) bildirmiştir.
Mahkemece kurulan hükümde ariyetlerin aynen iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde isabetli bir karar verilmiş ise de; hükmün 7. bendinde bu kararla ilgili olarak nasıl hesaplandığı belli olmayan bir vekalet ücretiyle davacının sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Zira davacı tarafından davalının muvafakatıyla geri alınan dava hiç açılmamış sayılır ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemez.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasından 7. bent çıkarılarak hükmün düzeltilmesi ve düzeltilmiş şekliyle onanması görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün mevcut şekliyle onanmasına ilişkin kararına muhalifim. 21.01.2019