Esas No: 2020/2095
Karar No: 2020/2962
Karar Tarihi: 15.09.2020
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2095 Esas 2020/2962 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Akçaabat Sulh Hukuk ile Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 24.06.2010 tarihli dava dilekçesi ile maliki olduğu 175 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki binada bulunan ve Kur’an kursu olarak kullanılması düşünülen bölümü, davalının herhangi bir hakka dayanmaksızın çay ocağı olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve 2.000.-TL ecrimisile karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.05.2017 tarih ve 2014/22461 Esas- 2017/2607 Karar sayılı ilamı ile “Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi yönünden ise bir değer bildirilmediği, davacının ıslah yoluyla ecrimisil tutarını artırdığı ve artırılan ecrimisil tutarı üzerinden harç alındığı, elatmanın önlenmesinin istendiği taşınmaz değeri üzerinden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.......Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yapılan yargılama sonucunda taşınmazın dava tarihindeki değeri ile ecrimisil bedelinin toplam 153.791,40 TL olarak belirlendiği, dava değerinin HUMK’nın 8. maddesi uyarınca dava tarihindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını belirleyen 7.230,00 TL"nin üzerinde ve Asliye Hukuk Mahkemesi görevi kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ise dava değerinin dava dilekçesinde 2.000 TL olarak gösterildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Yasada açıkça belirtilen haller dışında kalan ve mamelek hukukundan kaynaklanan, konusu para veya para ile ölçülebilen çekişmelerde dava konusunun değerine göre mahkemelerin görevinin tayin edileceği (6100 sayılı HMK"nın geçici 1. maddesi atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 1. maddesi) tartışmasızdır. Dava değerinin ise keşfen belirlenen dava tarihindeki değer olduğu kuşkusuzdur.
Bunun yanında 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile 1086 sayılı HUMK"nın 8. maddesi değiştirilerek Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev sınırı 5.000.-TL"ye yükseltilmiş, 1.6.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK"nın eklenen Ek 4.
maddesi göre de her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere parasal sınırların bir önceki yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağına hükmedilmiş olup, anılan yasal düzenlemeler ve yürürlük tarihleri dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırının 7.230.-TL olacağı açıktır.
Somut olayda, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dava değeri 7.230.-TL’nin üzerinde olduğundan dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 8/1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın dava değeri itibariyle Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.