Esas No: 2021/5683
Karar No: 2022/5477
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5683 Esas 2022/5477 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5683 E. , 2022/5477 K.Özet:
Davalı bankanın müşterisi olan üçüncü kişi ile davalı arasında imzalanan kredi sözleşmesinde davalının müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğu belirlenmiş, ancak banka tarafından verilen kredi kartı sözleşmesinde davalının kefaletinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiş ancak yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda hüküm ONANMIŞTIR.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 438.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.11.2020 tarih ve 2019/499 E. - 2020/526 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ...ile davacı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sözleşme gereğince asıl borçluya kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı ve asıl borçluya ihtarname keşide edildiğini, akabinde başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından keşide edilen ihtarname incelendiğinde icraya konu borcun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığının anlaşıldığını, takibe konu borcun davalının kefil sıfatıyla imzasının olmadığı dava dışı ...tarafından kullanılan kredi kartı ve kredili mevduat hesabından kaynaklandığını savunarak davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı 3. Kişi arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğu, görevsiz mahkemede yaptırılan bilirkişi incelemesi ile de belirlendiği üzere dosyamız davalısının dava dışı 3. Kişiye kullandırılan genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumlu olduğu, kredi kartının ise dava dışı 3.kişiye bankacılık hizmet sözleşmesi gereği verildiği, davalının dava dışı 3. kişiye ait bankacılık hizmet sözleşmesinde imzasının dolayısıyla kefaletinin bulunmadığı, bu nedenle bankacılık hizmet sözleşmesine dayalı olarak verilen kredi kartı borcundan sorumlu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.