Esas No: 2022/11266
Karar No: 2022/9044
Karar Tarihi: 18.11.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/11266 Esas 2022/9044 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/11266 E. , 2022/9044 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/12/2006 tarihli ve 2004/187 Esas, 2006/271 sayılı kararı ile 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın bu cezasının infazı sırasında, Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/07/2017 tarihli ve 2017/501 değişik iş sayılı kararı ile 01/07/2017 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, adı geçen hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 26/09/2018 tarihinden önce 09/02/2018 tarihinde işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2018/141 Esas, 2019/219 sayılı kararıyla hapis cezası ile cezalandırıldığının ve bu kararın 08/10/2019 tarihinde kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/12 ve 13. maddeleri gereğince hükümlü hakkındaki şartla tahliyenin geri alınması kararı verilmesine yönelik talebinin ihbara konu suçun 5275 sayılı Kanun’un 107/6. maddesine göre belirlenen denetim süresi içerisinde işlenmediği gerekçesi ile reddine dair İstanbul İnfaz Hâkimliğinin 14/04/2021 tarihli ve 2021/6964 Esas, 2021/7207 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/431 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10/12/2018 tarihli, 2018/2219 Esas, 2018/5254 Karar sayılı ilâmında "Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK'nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama
yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu,..." şeklinde açıklamaya yer verildiği,
Hükümlü hakkında İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/12/2006 tarihli ve 2004/187 Esas, 2006/271 sayılı kararı ile 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 647 sayılı Cezalarının İnfazı Hakkında Kanun'un 19 ve ek 2. madde hükümleri dikkate alınarak 1/2 oranında ve ayda 6 gün indirim yapılmak suretiyle düzenlenen 04/01/2017 tarihli ve 2017/7-66 sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 26/09/2018, koşullu salıverilme tarihinin ise 11/07/2017 olarak tespit edildiği,
Hükümlünün koşullu salıverildiği tarih ile bihakkın tahliye tarihi arasında (denetim süresi içerisinde) 09/02/2018 tarihinde işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2018/141 Esas, 2019/219 sayılı kararıyla hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu kararın 08/10/2019 tarihinde kesinleştiği,
Koşullu salıverilme ile ilgili mevzuat incelendiğinde;
Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un "Şartla Salıverilme" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasında "(Değişik fıkra: /11/03/1986 - 3267/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½'ni; çekmiş olup da tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler.",
Aynı Kanun'un Ek 2. maddesinde "Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın Ocak ayı içerisinde tespit edilerek Cumhuriyet savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11'inci maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19'uncu maddenin 1, 2 ve 3'üncü fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır." ,
765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17. maddesinin 1. fıkrasında "(Değişik fıkra: 07/12/1988 - 3506/1 md.) şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz." şeklinde,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Koşullu Salıverme" başlıklı 107. maddesinin 2. fıkrasında "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler." ve 6. fıkrasında "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Bu haliyle hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 765 sayılı Kanun'un 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, bu haliyle bihakkın tahliye tarihine kadar infaz süreci devam eden hükümlünün bihakkın tahliye tarihinden önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ikinci suçu işlediği tarih olan 09/02/2018 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 26/09/2018 tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08/08/2022 gün ve 94660652-105-34-11148-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/431 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca
KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.