Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6041 Esas 2022/5440 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6041
Karar No: 2022/5440
Karar Tarihi: 05.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6041 Esas 2022/5440 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şirket temsilcileri tarafından dini duyguları sömürülerek usulsüz para alınması iddiasıyla açılan davada, asıl dava hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle asıl miktara ilişkin dava reddedilmiş, ıslahla arttırılan kısma ilişkin dava ise bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından reddedilmiş ve birleşen dava da derdestlik nedeniyle reddedilmiştir. Temyiz sonucunda ise, asıl dava tarihinde yabancı mahkemede açılmış bir dava bulunmadığı için asıl dava hakkında karar verilmesi gerektiği, mahkemenin kesin hükme dayanak yaptığı yabancı mahkeme kararının tüm davalıları kapsamadığı için kararın bozulması gerektiği belirtilerek, davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmiş ve karar bozulmuştur. Kararda, 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi de açıklanmıştır. Bu maddeye göre, yabancı mahkemede açılmış bir dava hakkında Türkiye’de ayrıca dava açılması gerektiğinde, bu durum hakkında Türk mahkemesinin karar vereceği belirtilir.
11. Hukuk Dairesi         2020/6041 E.  ,  2022/5440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10.02.2020 tarih ve 2017/950 E. - 2020/109 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar ... Holding A.Ş., ... ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket temsilcileri tarafından parasını her istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kar verileceği taahhüdü ile dini duyguları sömürülerek müvekkilinden usulsüz olarak para alındığını ve bu paranın iade edilmediğini ileri sürerek, asıl davada şimdilik 6.500,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş ve ıslah dilekçesiyle talebini yükseltmiş, birleşen davada ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 109.117,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava hakkında kesin hüküm bulunduğundan bu miktara ilişkin davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, ıslahla arttırılan kısma ilişkin davanın bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, birleşen davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile davalılar ... Holding A.Ş., ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar ... Holding A.Ş., ... ve ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

    2- Dava, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece asıl dava hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Asıl dava 14.08.2008 tarihinde açılmış olup mahkemenin kesin hükme dayanak yaptığı dava ise asıl dava tarihinden sonra açılmış ve kesinleşmiştir. Bu itibarla asıl dava tarihi itibarıyla yabancı mahkemede açılmış bir dava bulunmadığı dikkate alınarak asıl dava hakkında 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken asıl davadan sonra açılan ve kesinleşen yabancı mahkeme kararının kesin hüküm olarak kabul edilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3- Kabule göre de; mahkemenin kesin hükme dayanak yaptığı yabancı mahkeme kararının davalıları ... Holding A.Ş. ve ... iken mahkemece asıl davanın, tüm davalılar yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... Holding A.Ş., ... ve ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar ... Holding A.Ş., ... ve ...'ndan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara