Esas No: 2021/3747
Karar No: 2022/5458
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3747 Esas 2022/5458 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3747 E. , 2022/5458 K.Özet:
Davacı, keşidecisi olduğu çekin davalı banka tarafından ciranta sıfatıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konulduğunu ancak çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, daha sonra davanın çeke dayalı olarak yapılan kambiyo takibinden dolayı menfi tespit davasına dönüştürüldüğü belirtilmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davacının davadan borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince yapılan temyiz sonucunda, davacının sebepsiz zenginleştiği oranda sorumlu olduğu belirtilmiş ve davacının çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi için delillerinin sorulması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yapılan ıslah dilekçesi, HMK'nın 177. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesine aykırı olduğu gerekçesiyle kabul edilemez olmuştur. Sonuç olarak, mahkeme kararı davalılar yararına bozulmuştur.
6100 sayılı HMK'nın \"Islahın Zamanı ve Şekli\" başlığını taşıyan 177. maddesi, bir hükmün temyizden önce verilmiş olan ıslah dilekçelerine dayanarak değiştirilemeyeceğini ve bu dilekçelerin kararda bir değişiklik yapamayacağını belirtmektedir.
TTK'nın 732. ve 818. maddeleri, kıymetli evrakların hamili tarafından davalıya ibraz edilmemesi durumunda, keşidecinin hamil üzerindeki sorumluluğuna ilişkin hükümler içermektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.02.2021 tarih ve 2020/117 E. - 2021/96 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çekin davalı banka tarafından ciranta sıfatıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konulduğunu ancak çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını, gerçek keşide tarihi gözetildiğinde çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, müvekkilinin söz konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, akabinde 16.11.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle, davayı tamamen ıslah ettiklerini bildirerek, müvekkilinin davaya konu çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı yanca her ne kadar çekten dolayı menfi tespit davası ikame edilmişse de yargılama sürecinde yapılan ıslahla davanın çeke dayalı olarak yapılan kambiyo takibinden dolayı menfi tespit davasına dönüştürüldüğü, keşide tarihinin çekte bulunması gereken zorunlu unsurlardan biri olup, keşide tarihi bulunmayan çekin kıymetli evrak vasfını haiz olmayacağı ve dolayısıyla da kambiyo takibine konu edilemeyeceği, davaya konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığının sabit olduğu gerekçesiyle, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile, davacının davaya konu çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Mahkemece, Dünya Varlık Yönetimi A.Ş’nin icra dosyasına konu alacağı diğer davalıdan temlik aldığından bahisle davaya dahil edilmesine karar verilmiş, adı geçen karar başlığında davalı olarak gösterilmiş ve aleyhine hüküm kurulmuştur. Ancak dosya kapsamında alacağı temlik aldığını tevsik eder nitelikte belge bulunmadığı gibi, Dünya Varlık Yönetimi A.Ş vekili, 20.06.2021 tarihli dilekçesinde alacağı temlik almadıklarını, davaya sehven dahil edildiklerini belirtmiştir. Belirtilen nedenlerle, mahkemece, davada taraf sıfatı bulunmayan Dünya Varlık Yönetimi A.Ş’nin davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, davacının keşidecisi olduğu çekten dolayı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesince, davaya konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığının sabit olduğu, davacı yanca, çeke dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olsaydı kambiyo niteliğinde olmayan bir belge ile kambiyo senetlerine mahsus bir takip yapılamayacağından davanın kabulünün gerekeceği, ancak davacının takip nedeniyle değil, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, çek her ne kadar gerçek keşide tarihine göre zamanında bankaya ibraz edilmemiş olsa da davacının keşideci sıfatıyla çek hamiline karşı TTK.’nın 818. maddesi yollaması ile 732. maddesi gereğince sebepsiz zenginleştiği oranda sorumlu olduğu hususlarına işaret edildikten sonra bu hale göre, mahkemece yapılması gereken işin davacıdan bu çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi için delillerinin sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi olduğu belirtilmiş ve hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra, davacı yanca 16.11.2020 tarihinde yapılan ıslahla, davanın tümüyle ıslah edildiği ve nihai taleplerinin davaya konu çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bu ıslaha kıymet verilerek yazılı gerekçeyle ıslah edildiği haliyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de söz konusu ıslahın 6100 sayılı HMK’nın “Islahın Zamanı ve Şekli“ başlığını taşıyan 177. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesine aykırı olarak bozmaya uymakla ortaya çıkan hukuki durumu ortadan kaldırır nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece,, anılan ıslah dilekçesine kıymet verilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Yönetimi A.Ş vekilinin, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme hükmünün, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetimi A.Ş. yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise davalı ...Ş. yararına
BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'ne iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.