Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10719 Esas 2022/9078 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/10719
Karar No: 2022/9078
Karar Tarihi: 21.11.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10719 Esas 2022/9078 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/10719 E.  ,  2022/9078 K.

    "İçtihat Metni"

    (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

    Kasten yaralama suçundan sanıklar ... ve ...'un basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 62 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.04.2021 tarihli ve 2021/180 Esas, 2021/739 Karar sayılı kararlarına karşı Adalet Bakanlığının 27.07.2022 tarihli ve 2022/10442 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2022 tarihli ve 2022/110861 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Mezkur ihbarnamede;
    1)Her iki sanık yönünden yapılan incelemede;
    Sanık ...'un evde bilgisayar oynarken küfretmesi ve gürültü yapması üzerine çıkan tartışmada, diğer sanık Doğan'ın ...'a yumruk atması üzerine sanık ...'un da karşılık vererek dayısı Doğan'ı yaraladığının iddia ve kabul edilmesine rağmen; olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanıklar lehine olan 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesinde,
    2)Sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında yer olan "(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. (2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanacağı, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun ilk hükmün kesinleşmesinden sonra işlenmesi yeterli olup, bu cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmadığı ancak kanun koyucunun tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde 1/3
    tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağını hüküm altına aldığı, buna göre somut olayda, dosya muhteviyatında bulunan adli sicil kaydından tekerrüre esas alınan ve sanığın 3.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2019/140 Esas, 2019/282 sayılı kararının 22.10.2020 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, incelemeye konu Mahkeme dosyasındaki suçun ise anılan kesinleşme tarihinden önce 17.10.2020 tarihinde işlendiği, dolayısıyla anılan kararın tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığın başkaca tekerrüre esas olabilecek bir mahkumiyet hükmümün de bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    3) Kabule göre;
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2015/5018 Esas, 2018/1104 karar sayılı ilâmında yer alan ''...Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek TCK'nın 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş...'' şeklindeki açıklamalar karşısında; mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek olan merciin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinde düzenlenmiş olduğu, aynı maddenin 5. fıkrasında tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde şartla salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı, bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbiri süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tayin ve tespiti gerektiği halde infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
    Gereği görüşülüp düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    İncelenen dosyada; sanıkların savunması, tanık Volkan’ın anlatımları karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre ilk haksız 2/3
    hareketin kimden geldiğinin belirlenmesi; CGK'nin 22.10.2002 tarih, 2002/4-238 Esas ve 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin tespit edilememesi durumunda sanık lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet bulunmamaktadır.
    Bununla birlikte sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden;
    5237 sayılı TCK’nin 58/1. maddesine göre; “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.”
    Sanık ..., 17.10.2020 tarihinde atılı suçu işlemiştir. Mahkemece tekerrüre esas alınan ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli, 2019/140 Esas ve 2019/282 Karar sayılı kararının kesinleşme tarihi 22.10.2020’dir. Böylece anılan kararın kesinleşme tarihinin incelenen suç tarihi olan 17.10.2020 tarihinden sonra olması nedeniyle bu kararın tekerrüre esas alınması mümkün değildir. Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka bir ilamı da bulunmamaktadır. 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde seçimlik ceza olarak adli para ve hapis cezaları öngörüldüğünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.09.2018 tarih ve 2015/1066 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararı da göz önüne alınarak mahkemece adli para cezası da tercih edilebilir.
    Sanık ... hakkında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik ve Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinin 4, 5 ve 6. fıkralarına göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, mahkumiyet hükmünde, mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, “1 yıl” süre ile denetimli serbestlik süresinin de belirlenmesi isabetsizdir.
    Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden; ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.04.2021 tarihli ve 2021/180 Esas, 2021/739 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara