Esas No: 2022/4770
Karar No: 2022/5507
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4770 Esas 2022/5507 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/4770 E. , 2022/5507 K.Özet:
Dava, şirketin ihyası talep edilen işçilik alacaklarının tahsili ve SGK’ye bildirilmeyen çalışmalarının tespitine ilişkin davalar açılması sonrasında açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, bunun üzerine davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi de istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Karar, davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemi reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri uyarınca karar verilmiştir.
HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilmiştir. HMK’nın 372. maddesi uyarınca ise dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerektiği ve davalı tasfiye memurundan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığı ifade edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.11.2021 tarih ve 2021/317 E- 2021/926 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.03.2022 tarih ve 2022/166 E- 2022/294 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı tarafından ihyası talep edilen şirket hakkında işçilik alacaklarının tahsili ve SGK.’na bildirilmeyen çalışmalarının tespitine ilişkin davalar açıldığını, dosya davalısı olan şirketin tasfiyeye girdiğini ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, açılmış olan davada ara karar ile ihya davası açılması için süre verildiğini belirterek, şirketin usule ve gereçeğe aykırı tasfiyesinin iptaline, şirketin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memuruna yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tasfiye memuru vekili; şirketin ekonomik ömrünü tamamladığını, uzun dönemdir faaliyeti olmadığını, tasfiyesinin kaçınılmaz olduğunu, şirketin 17/07/2020 tarihinde tasfiyesinin sona erdiğini, iş mahkemesindeki davanın tasfiye başladıktan sonra açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenilen şirketin tasfiye edilerek sicil kaydının kapandığı, davacı tarafın iş mahkemesinde devam eden dosyası bulunduğu, bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı ... memurluğunun yasal hasım konumunda olduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılama giderlerinden eksik tasfiye nedeniyle davalı tasfiye memuru ...'nın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin İstanbul 18.İş Mahmesi’nin 2018/232 Esas sayılı dosyası ile münhasır olmak üzere ihyasına, ek tasfiyenin tamamlanması için tasfiye memuru olarak davalı ...'nın atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğinin sona ereceği, fesih ve tasfiye işlemlerinin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz edilemeyeceği, bundan zarar görenlerin tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkının olduğu, ihyası istenen şirket hakkındaki işçilik alacağı istemli açılan davanın derdest olduğu, terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşullarının oluştuğu, mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı tasfiye memurundan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,06/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.