Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4745 Esas 2022/5505 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4745
Karar No: 2022/5505
Karar Tarihi: 06.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4745 Esas 2022/5505 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, ihyası talep edilen şirketin icra takibine itiraz edildiğini, dava açma sürecinde genel kurul kararı ile terkinine karar verildiğini ve açılan icra takibinin tasfiye sürecinde başlatılmış olmasına rağmen alacaklarının dikkate alınmadığını iddia ederek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kabul ederek şirketin temsili ve takip sonucuna göre tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar vermiştir. Davalı tasfiye memuru vekili bu karara istinaf etmiş ancak istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Karar davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmiş ancak yargılama sonucunda yapılan istinaf başvurusu reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 353/b-1 maddesi: İstinaf başvurusunun reddi sebebiyle verilen kararların esastan reddedilmesi
- HMK'nın 370/1. maddesi: Temyiz incelemesi sonucunda kararın onanması
- HMK'nın 372. maddesi: İlgili dava dosyasının ilk derece mahkemesine geri gönderilmesi ve bir örnek kararın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekliliği.
11. Hukuk Dairesi         2022/4745 E.  ,  2022/5505 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.12.2021 tarih ve 2021/417 E- 2021/1009 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.04.2022 tarih ve 2022/512 E- 2022/584 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, ihyası talep edilen şirket hakkında 02/07/2020 tarihinde icra takibi başlattıklarını, icra takibine itiraz edildiğini, dava açma sürecinde şirketin 31.12.2020 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde 29/12/2020 tarihli genel kurul kararı ile terkinine karar verildiğinin görüldüğü, açılan icra takibinin tasfiye sürecinde başlatılmış olmasına rağmen alacaklarının dikkate alınmadığını, davalı tasfiye memurunun şirketi usulsüz olarak tasfiye ettiğini, itirazın iptali davası açabilmek ve ilgili işlemlerin yapılabilmesi için şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı tasfiye memuru vekili; şirketin 29/12/2020 tarihli genel kurul kararı ile kanuna uygun olarak terkin edildiğini, davacı şirkete borçlarının bulunmadığını, yapılması ihmal edilmiş tasfiye işlemlerinin yapılmasını takiben şirketin faaliyetinin yine sona ereceğini, dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenilen şirketin tasfiyesinin sona erdiği tarihin 31/12/2020 olduğu, aynı tarihte sicilden terkin edildiği, ihyası istenilen şirket hakkında 02/07/2020 tarihinde cari hesaba dayanarak icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, sicilden terkin olunan şirketin takibin sonucuna göre borcunun ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olmaksızın tamamlanamayacağından ticaret sicilden terkinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin icra dosyası kapsamında temsili ve takip sonucuna göre tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğinin sona ereceği, fesih ve tasfiye işlemlerinin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz edilemeyeceği, bundan zarar görenlerin tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkının olduğu, ihyası istenen şirket hakkındaki icra takibinin derdest olduğu, terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı tasfiye memurundan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,06/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi

    Hemen Ara