Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4880 Esas 2022/5508 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4880
Karar No: 2022/5508
Karar Tarihi: 06.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4880 Esas 2022/5508 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen bir davada, şirketin tasfiye edilmesinin ardından ihyası talep edilmiştir. Davalı tasfiye memuru, şirketin mal varlığı olmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur. Ancak ilk derece mahkemesi, derdest olan bir tazminat davası nedeniyle tasfiyenin tamamlanmamış olduğuna hükmederek şirketin ihyasına karar vermiş ve davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, derdest davayı göz önünde bulundurmadan yapılan tasfiyenin usulsüz olduğuna karar vererek istinaf başvurusunu reddetmiştir. Kanun maddeleri olarak, TTK'nun 547. maddesi ve HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri kararda yer almaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2022/4880 E.  ,  2022/5508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.11.2021 tarih ve 2021/728 E- 2021/962 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.05.2022 tarih ve 2022/19 E- 2022/636 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı tarafından ihyası talep edilen şirket hakkında Bakırköy 24.İş mahkemesinde 2013/715 E. kayden tazminat davası açıldığını, davanın devamı sırasında davalı ...’nın tasfiye memuru olarak atandığı şirketin tasfiye edilerek 28/10/2016 tarihinde sicilden terkin edildiğini, açılmış olan davada ara karar ile ihya davası açılması için süre verildiğini belirterek, şirketin ihyası ile ek tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı tasfiye memuru vekili; müvekkilinin şirketin ortağı olduğunu, ekonomik problemlerden dolayı şirketin iflasının önlenmesi amacıyla tasfiye kararı alındığını, şirketin mal varlığının bulunmadığını, tasfiye işleminin usulüne uygun yapıldığını, kötüniyetli olunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili; tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olunduğunu, yasal hasım konumundaki müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenilen şirketin tasfiye nedeniyle 28/10/2016 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, şirket aleyhine davacı tarafından açılmış Bakırköy 24. İş Mahkemesi’nin 2013/715 E. sayısı ile tazminat davası bulunduğu, bu hali ile tasfiyenin tamamlanmış sayılamayacağı, ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescili gerekeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin Bakırköy 24. İş Mahkemesi’nin 2013/715 Esas sayılı davası yönünden ihyasına, önceki tasfiye memuru ...’nın görevinin devamına karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından şirket aleyhine tazminat davası açıldığı bilindiği halde davanın sonucu beklenmeden şirketin tasfiye sürecine sokularak terkin edildiği, derdest davanın dikkate alınmadığı, tasfiyenin usulsüz olduğu, davacının TTK. nun 547. maddesine göre aktif dava ehliyetinin bulunduğu, mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı tasfiye memurundan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 06/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara