Esas No: 2022/10710
Karar No: 2022/9088
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10710 Esas 2022/9088 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/10710 E. , 2022/9088 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2 (3 kez) 86/3-a, 86/3-a-b, 62 (3 kez), 52/2 (3 kez) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 251/3. (3 kez) maddeleri uyarınca 2.240,00 Türk Lirası, 2.800,00 Türk lirası ve 1.500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli ve 2021/704 Esas, 2022/72 Karar sayılı kararlarına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli ve 2022/225 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 29.07.2022 tarihli ve 2022/13252 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2022 tarihli ve 2022/111704 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Kanun yollarının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlendiği, anılan Kanun'un 231/12. maddesinde yer alan, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz kanun yoluna tabi olduğu, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, basit yargılama usulünün uygulanmış olması sebebiyle bu kararın itiraza tabi olmadığı, basit yargılama usulü uygulandığı durumlarda itiraz halinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 252/2. maddesinde yer alan ''İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223'üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.'' şeklindeki düzenleme uyarınca genel hükümlere göre dava açılması, yapılacak yargılama sonucunda yine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilirse o zaman itiraza tabi olacağı, usul hükümlerinin önce uygulanması gerektiği gözetildiğinde,
Dosya kapsamına göre, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usulüne tabi olarak yürütüldüğü, sanık hakkında verilen 2.240,00 Türk Lirası adli para, 2.800,00 Türk Lirası adli para ve 1.500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin karara, sanık müdafiinin süresinde itiraz
ettiğinin anlaşıldığı, hükmü veren Mahkeme tarafından itiraz üzerine duruşma açılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, itiraz üzerine karar verilmesine yer olmadığına, gereğinin takdir ve ifası için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın esastan incelenerek reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK'nin Basit Yargılama Usulü başlıklı 251. maddesinde;
"(1)Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. (Ek cümle: 08.07.2021 - 7331/23 md.) 175 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.
(2)Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3)Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddes arınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7)Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8)Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.”
5271 sayılı CMK’nin Basit Yargılama Usulünde İtiraz başlıklı 252. maddesinde ise;
“(1)251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2)İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
(3)Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251. madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.
(4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.
(6)Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268. maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir."
5271 sayılı CMK’nin itiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268. maddesinde de;
"(1)Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.
(2)Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a)(Değişik: 18.6.2014-6545/74 md.) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı
hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.
b)(Değişik:8.7.2021-7331/24 md.) Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.
c)Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d)Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e)Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler." şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usulüne göre yürütülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin bu karara süresi içerisinde itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Sanık müdafiinin itirazı üzerine hükmü veren mahkemece dosya itiraz merciine gönderilmiş ise de kararına itiraz edilen mahkemece öncelikle başvurunun süre ve yetki yönünden değerlendirmesi yapılarak itirazın, süresinde yapılmadığının belirlenmesi halinde dosyanın CMK’nin 252/6 ve 268/2. maddeleri uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilmesi gerekmesine göre karara süresinde itiraz edilmesi nedeniyle duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden; dosyanın itiraz üzerine merciine gönderilmesi ve merciince esastan inceleme yapılarak itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli ve 2022/225 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi