Esas No: 2021/1540
Karar No: 2022/5532
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1540 Esas 2022/5532 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1540 E. , 2022/5532 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi, davacı ve davalı arasındaki montaj all risk sigorta poliçesi davasında, mahkemenin ilk kararını onaylayarak, davacının taleplerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna hükmetti. Davacı, defendant tarafından sigortalanan şantiyesindeki kablo hırsızlığı nedeniyle zararın tazmini için davalıya müracaat etti, ancak davalı talebi reddetti. Davacı, davalıdan 10.000 TL maddi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkeme, poliçenin özel şartları gereğince şantiye sahası tel ile çevrili olması ve 24 saat bekçi ve/veya özel güvenlik bulundurulması gerektiği halde davacının beyanlarında bu şartları yerine getirmediğini belirledi ve davanın reddine karar verdi.
Kanun Maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.01.2018 tarih ve 2017/43 E- 2018/62 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 23.12.2020 tarih ve 2018/576 E- 2020/1689 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı ... şirketi arasında montaj all risk sigorta poliçesi düzenlendiğini ve davacının sigorta primlerini ödediğini, davalı tarafından sigortalanan, davacının ... ili ... Beldesi’nde bulunan şantiyesinde 27.09.2016 tarihinde kablo hırsızlığının meydana geldiğini, şantiye sahasında bulunan 6975 metre kablonun yaklaşık 5975 metresinin çalındığını tespit ettiklerini, ancak olay yeri incelemesi sonucunda 4975 metrenin çalındığının raporlandığını, zararın bunun üzerinde olduğunu, Jandarma Komutanlığı tarafından olay yerine ilişkin delillerin tespit edilerek fotoğraflandığını, davacının zararının tazmini için davalı ... şirketine müracaat ettiğini, sigorta şirketinin, poliçenin 5. maddesi gereğince şantiyenin çitle çevrili olması ve 24 saat bekçi bulundurulması gerektiği halde davacının poliçe hükümlerine uymadığını bildirerek taleplerini reddettiğini, zararın sigorta teminatı kapsamında olduğunu, davacının şantiyede 24 saat bekçi bulundurduğunu, jandarmada alınan ifadelerde de olay yerinde 2 tane bekçi bulunduğunun ifade edildiğini, bekçilerin vardiyalı çalıştığını ve görev kontrolü için de cihaz bulunduğunu, cihaz kayıtlarından bekçilerin 24 saat görevi başında olduğunun sabit olduğunu, şantiye sahasının da tel örgü ile çevrili olduğunu, olay yeri inceleme raporu ile tel örgünün genişletilerek kabloların çıkartıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın olayın meydan geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğunu, poliçenin özel şartlar kısmının 5. ve 10. maddesi gereğince 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafın kifayet edecek derecede kapatılması, çevrelenmesi gerektiğini, alınan ekspertiz raporu ile davacının bu şartları yerine getirmediği tespit edildiğinden zararın sigorta kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının işyerinde 27/09/2016 günü 00.00-06.00 saatleri aralığında hırsızlık olayının gerçekleştiğini iddia ettiği, hırsızlığın meydana geldiği alanın davalı ... şirketine montaj all risk sigorta poliçesi ile 01/08/2016 – 01/12/2017 tarihleri arası için sigortalandığı, poliçenin 05/09/2016 tarihinde tanzim edildiği, hasarın sigorta poliçesinin kapsadığı tarihler arasında meydana geldiği, poliçenin özel şartlarının 5. maddesinde "şantiye sahası tel ile çevrili olmalı ve 24 saat bekçi ve/veya özel güvenlik bulundurulmalıdır." düzenlemesine yer verildiği, yine özel şartların 10. maddesinde, “Hırsızlık ve Hırsızlığa teşebbüsün, kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlama ile girilerek; öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle; araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma, aşma suretiyle girilerek; sigortalı yere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, yapılması halinde meydan gelecek hasarlar teminat altına alınmıştır." düzenlemesine yer verildiği, ancak bu zararlar yönünden ise ön şartı "açıkta bulunan muhteviyat için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış/çevrelendirilmiş olması" bulunduğu, dosyaya gelen kayıtlara göre davacının 24 saat bekçi çalıştırdığını kanıtlayamadığı gibi, bekçi kulübesinin yakınında bulunan, şantiyenin evre tellerine yakın bir yere konulan ve ebatları itibariyle her an çalındığı görülebilecek kabloların, 2 bekçinin görevlerini yaptığı sırada çalınamayacağı anlaşıldığından, davaya konu olayın teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, poliçe özel şartlarında yazılı 24 saat bekçi bulundurulması şartı ve şantiye sahasının tel çit ile çevrili olması şartının yerine getirilmediğinin açık olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.