Esas No: 2022/5130
Karar No: 2022/5511
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5130 Esas 2022/5511 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/5130 E. , 2022/5511 K.Özet:
Davacı vekili, daha önce çalıştığı firmalardan alacağı olan şirketten talepte bulunarak şirketin ihyasına karar verilmesini ve alacaklarının tahsili için dava açmıştır. Davalı sicil müdürlüğü, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi, şirketin ihyasına ve ek tasfiye işlemlerinin yapılmasına karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise ihyaya karar vermiştir, ancak ihya kararının ek tasfiye işlemiyle sınırlandırılması gerektiğini belirtmiştir. Temyiz başvurusu sonucunda ise Bölge Adliye Mahkemesi kararı onamıştır.
Kanun Maddeleri: Türk Ticaret Kanunu'nun 547. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355, 369/1, 371, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.11.2021 tarih ve 2021/452 E- 2021/885 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.03.2022 tarih ve 2022/339 E- 2022/455 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı işçinin emekliliği nedeniyle kıdem tazminatının ödendiğini, daha önce çalıştığı firmalardan alacağın rücuen tazmini talebiyle Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/387 E. kayden dava açıldığını, ihyası talep edilen şirketin tasfiye ile ticareti terk etmesi ve bunun ilanı nedeniyle davaya dahil edilemediğini, davada ilgili firmalardan rücuen tahsil yönünde karar çıktığını, ihyası talep edilen şirketten olan 5.576,00 TL alacaklarını tahsil edemediklerini, şirketin tasfiyesinin davalı ... tarafından yapıldığını, dava dışı işçinin kıdem tazminatı alacağının bu şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle tasfiyenin hatalı olduğunu, şirket adına kayıtlı araç bulunduğunu, tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığını belirterek taraf teşkilinin sağlanması ve ilgili şirketten alacaklarının tahsili için öncelikle genel nitelikte şirketin ihyasına karar verilmesini, mümkün olmaz ise şirketten olan 5.576,00 TL alacağın tahsili için şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sicil Müdürlüğü; şirketin 10/07/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak ...’in seçildiğini, 06/08/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, 23/08/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapılarak kaydının silindiğini, sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduklarını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenilen şirketin 10/07/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak ...’in seçildiğini, 06/08/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, 23/08/2019 tarihinde şirketin sicil kaydının silindiği, ihyası istenen şirketin Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/24 E. sayılı alacak davasında davalı olması nedeniyle ihyayı istemekte hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için davalı tasfiye memuru ...’in atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nce, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından ödenen kıdem tazminatının dava dışı işçinin çalıştığı firmalardan rücuen tazmini talebiyle açtığı Sivas 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/387 E. sayılı davanın yeni esasının 2021/491 olduğu, bu davada alınan bilirkişi raporunda dosyada davalı olarak gösterilmeyen ihyası talep edilen şirkete ilişkin olarak dava dışı işçinin 630 gün hizmetinin olduğunun belirlendiği, raporda eldeki davaya konu ihyası istenen şirketin tazminat sorumluluğuna ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmadığı, şirket aleyhine henüz dava açılmamış olmakla birlikte davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu tazminatı rücuen tahsil edebilmek üzere eldeki bu davayı açtığı, hukuki yararının bulunduğu, ihyası istenen şirketin tasfiye sonunda 23/08/2019 tarihinde ticaret sicil kaydının terkin edildiği, tasfiyeli terkin işlemi yapıldığından dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, tasfiyenin tamamlanmasından sonra açılan davada ortaya çıkan alacak nedeniyle şirketin ihyası talep edildiğinden atanan tasfiye memurunun da bir kusurunun bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde terkin edilen şirketin davada taraf teşkilinin sağlanması ve bu davalardan elde edilecek ilamların icrası bakımından ihyasının talep edildiği, ilk derece mahkemesince talep dışına çıkılarak talep ile sınırlandırma yapmaksızın şirketin ihyasına karar verildiği, ihya kararının ek tasfiye işlemiyle sınırlandırılması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK. 547. maddesi gereğince dava dışı işçi ...’ın Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/491 E.(2020/387 E. ESKİ) sayılı dosyasında tespit edilen hizmet süresi yönünden açılacak rücu davasına özgü olarak ilgili işlemlerin tamamlanması ve dava açılması amacıyla ihyasına, davalı ...’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 06/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.