Esas No: 2022/10737
Karar No: 2022/9083
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/10737 Esas 2022/9083 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/10737 E. , 2022/9083 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-e, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk Lirası ve aynı suçtan sanık ... ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-e, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.800,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına ve sanık ... ... hakkında kurulan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Alaplı Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2020/228 Esas, 2021/208 Karar sayılı kararlarına karşı Adalet Bakanlığının 29.07.2022 tarihli ve 2022/15830 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2022 tarihli ve 2022/111713 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487 Esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede;
1) Sanık ... ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık hakkında mahkemesince, şartları oluştuğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmiş ise de sanığın adli sicil kaydında görülen ilâmın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 72. maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesinin yargılama konusu olan 30/09/2018 tarihinde yürürlükte olması karşısında, evvelce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın denetim süresi içinde atılı suçu işleyen sanık hakkında şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
2) Sanık ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;
a) Sanığın suç tarihi itibariyle ve halen 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti gerekirken, ... Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ... Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesi Başhekimliği ve ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünde görevli tek hekim tarafından düzenlenen yetersiz raporlar ile yetinilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
b) Kabule göre;
Dosya kapsamına göre, Alaplı Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bulunduğu ve denetim süresi içinde davaya konu suçu işlediği bu nedenle yasal koşulları oluşmadığından bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; bahse konu adli sicil kaydının diğer sanık ... ...'ya ait olduğu, sanığın adlî sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olacak şekilde kayıt bulunmayan, cezası üzerinden takdiri indirim de uygulanan sanık hakkında, mahkemesince sanığın kişilik özellikleri değerlendirmeye tabi tutularak ve tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması halinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
*Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
*Suçun CMK’nin 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
*Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
*Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
*Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ayrıca, bahsi geçen maddenin 8. fıkrasında; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18.06.2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” hükmü yer almaktadır.
5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesine ilişkin 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesinin gerekçesinde de bu durum; “Maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin sekizinci fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde sanığın tabi tutulacağı denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği düzenlenmektedir. Söz konusu maddenin uygulanmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanıklar hakkında işledikleri diğer suçlardan dolayı da birçok kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görülmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikle, bu uygulamaya son verilmesi ve denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilememesi amaçlanmaktadır. Kişinin işlediği ikinci suçun denetim süresi içinde işlenip işlenmediğinin önemi bulunmamaktadır. Daha önceden işlenen suçlar bakımından da bu yasak uygulanacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Buna göre 6545 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlar için, hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanıklarla ilgili bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir.
İncelenen dosyada; sanık ...’nun suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu, sanık ...’nın ise adli sicil kaydında yer alan kasten yaralama suçundan verilen Kdz. Ereğli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.01.2015 tarihli ve 2014/780 Esas, 2015/39 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 20.02.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece 01.03.2021 tarihli karar ile sanık ...’nun kasten basit yaralama suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
1) Sanık ... ... yönünden yapılan incelemede;
Sanık ... ...’nun ise kasten basit yaralama suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sanık ... hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesindeki; “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme gereğince inceleme konusu kasten basit yaralama suçu yönünden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli 2014/14-102 Esas ve 2014/128 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 tarihli, 2009/4-169 Esas ve 2009/223 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu tür kararların kanun yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2) Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Sanığın suç tarihi itibariyle ve halen 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti gerekirken; tek hekim tarafından düzenlenen yetersiz rapor ile yetinilerek, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Bununla birlikte, sabıkasız olan sanık ... hakkında “Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içerisinde davaya konu suçu işlediği” şeklindeki dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde de isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden; sanıklar ... ve ... hakkındaki Alaplı Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2020/228 Esas, 2021/208 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi