Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/437 Esas 2022/5595 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/437
Karar No: 2022/5595
Karar Tarihi: 07.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/437 Esas 2022/5595 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/437 E.  ,  2022/5595 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.03.2018 gün ve 2017/453 - 2018/129 sayılı kararı onayan Daire'nin 26.06.2019 gün ve 2018/3111 - 2019/4887 sayılı kararı aleyhinde davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müflis davalı Sotrade Denizcilik A.Ş'nin maliki olduğu Türk Bayraklı DÜDEN isimli geminin 22.11.2009 tarihinde Brezilya açıklarında yandığını, deniz trafiğini olumsuz etkilemesi nedeniyle Brezilya Donanması tarafından limana çekildiğini, geminin terk edilmesi ve sahip çıkılmaması üzerine müsadere edildiğini, Brezilya yasalarına uygun olarak gerekli ilanlar yapıldıktan sonra davacının kaptanlık yaptığı Lyra firmasına gemi alacaklarından ari olarak satıldığını, geminin isminin SAO JOSE olarak Brezilya'da tescil edildiğini, Türk Gemi sicilinden terkinini istediklerini, davalı Liman Başkanlığı'nın taleplerini reddettiğini ileri sürerek, Liman Başkanlığı'nın 02.10.2012 tarihli kararının kaldırılmasını, Türk gemi sicilinden gemi alacaklılarının onayına gerek duyulmaksızın terkinini, gemi malikinin Lyra Navegaçao Maritima Ltd. olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, verilen ilk kararın bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizin 26.06.2019 tarihli kararı ile onanmış, davalılar Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ile (Temlik Alan) Birleşim Varlık Yönetim A.Ş vekillerinin karar düzeltme istemi kabul edilerek Dairemizin 01.06.2021 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
    Bu kez davalı Müflis Sotrade Deniz. San. Tic. A.Ş. İflas İdaresi vekili, onama ilamının usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek Dairemizin 26.06.2019 tarihli onama ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Mahkemece verilen kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 26.06.2019 tarih ve 2018/3111 Esas- 2019/4887 Karar sayılı ilamı ile tüm davalıların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir. Davalılar ... ile Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası A.Ş.’den temlik alan Birleşim Varlık Yönetim A.Ş. vekillerinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine ise Dairemizin 01.06.2021 tarih ve 2019/3780 Esas- 2021/4666 Karar sayılı ilamı ile 26.06.2019 tarih ve 2018/3111 Esas- 2019/4887 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Ancak, Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas Masası adına hareketle iflas idare memurunca Av.Elif Ergen Özer ve Av.Asude Suluçay’ın vekil tayin edildiğine dair vekaletname 01.03.2018 tarihinde dava dosyasına sunulduğu halde Dairemizin 26.06.2019 tarih ve 2018/3111 Esas- 2019/4887 Karar sayılı onama ilamı İflas İdaresi Memuru ...’a tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanununun 11. maddesi uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılacağından davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi vekilinin karar düzeltme isteminin süresinde olduğunun kabulü ile karar düzeltme itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    Dava, İstanbul Liman Başkanlığı Milli Gemi Sicil Müdürlüğü’nün 6391 sırasında 8005226 IMO sayılı olarak davalı gemi maliki Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş adına kayıtlı ve üzerinde davalı Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş lehine ipotek bulunan Türk Bayraklı M/V DÜDEN isimli geminin mülkiyetinin davacı Lyra Navegacao Maritima Ltd. olduğunun TESPİTİNİ ve dava konusu geminin Türk Gemi Sicili’nden terkin isteminin reddine ilişkin İstanbul Liman Başkanlığı’nın 02.10.2012 tarihli ve B.11.0....0.01.4.VT/125-01-6226 sayılı kararının KALDIRILMASI ile geminin Türk Milli Gemi Sicili’nden TERKİNİNİ amaçlayan bir davadır.
    Davacı davasını başlangıçta bir Türk gemisi olan dava konusu geminin “tamir kabul etmez gemi” veya “tamire değmez gemi” haline geldiği, Brezilya Devleti tarafından müsadere edildikten sonra kendisine satıldığı iddiasına dayandırmaktadır.
    Mahkemece yapılan tahkikat sonunda dava konusu vakıaların; İstanbul Liman Başkanlığı Milli Gemi Sicil Müdürlüğü’nün 6391 sırasında 8005226 IMO sayılı olarak davalı gemi maliki Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı Türk Bayraklı M/V DÜDEN isimli gemisinin gemi malikinin iflası nedeniyle iflas idaresi tarafından işletilirken geminin Brezilya açıklarında ticari sefer sırasında 22 Kasım 2009 tarihinde yangın tehlikesi geçirerek hasar gördüğü, gemiye Brezilya Deniz Kuvvetleri tarafından yardım yapılarak kurtarıldığı ve denizde başıboş kalmaması için limana çekildiği, gemi maliki veya iflas idaresi tarafından kurtarma ve yardım giderlerinin ödenmemesi üzerine Brezilya resmi makamlarınca geminin Brezilya mevzuatında yer alan 1997 tarihli ve 9537 sayılı Yasa'nın 17/2 maddesine göre müsadere sürecinin başlatıldığı, durumun Brezilya’da yayınlanan 17.03.2010 tarihli Zero Hora ve Q Globo gazetelerinde ve 19.03.2010 tarihinde Brezilya Resmi Gazetesi’nde ilan edildiği, keyfiyetin diplomatik yolla Türk Dışişleri Bakanlığı’na bildirildiği ve Türk Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Daire Başkanlığı tarafından da 03.05.2010 tarihli yazı ile gemi sahibi şirkete bilgi verildiği, 21 Mayıs 2010 tarihinde müsadere süreci tamamlanarak geminin mülkiyetinin Brezilya hazinesine intikal ettiği, daha sonra müsadere edilen geminin ihale yoluyla satışa çıkarıldığı, geminin durumunun gemi sahibi Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş’nin Beyoğlu İflas Müdürlüğü’nün 2003/20 sayılı dosyası üzerinden yürütülen tasfiye işlemleri bağlamında iflas masasının 01.11.2010 tarihli olağanüstü alacaklılar toplantısında görüşülecek müsadere edilen geminin Brezilya’nın Rio Grande limanında yapılacak satış ihalesinin bütün aşamalarının takibi için gemi malikine ve P&I Sigorta Şirketi’ne yetki verildiği, süreç sonunda satış işlemlerinin gerçekleştiği ve ihale sonucu dava konusu geminin davacı donatanı Lyra Navegacao Maritima Ltd.’i temsilen kaptan tarafından 1.700.000 Real teklif edilmek suretiyle 14.06.2011 tarihinde satın alındığı ve durumun Brezilya Resmi Gazetesi’nde 12.07.2011 tarihinde ilan edildiği ve daha sonra geminin Brezilya Gemi Sicili’ne Brezilya bayraklı Sao Jose isimli gemi olarak tescil edildiği, geminin Türk Gemi Sicili’nden terkin isteminin İstanbul Liman Başkanlığı’nın 02.10.2012 tarihli ve B.11.0....0.01.4.VT/125-01-6226 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı, şeklinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    Mahkemece yapılan tahkikat ile saptanan dava konusu bu vakıalar hukuki açıdan değerlendirilerek;
    Dava konusu ihtilafın 6103 sayılı Kanun'un 2/a maddesi uyarınca 6762 sayılı TTK hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği,
    6762 sayılı TTK’nın 818 ve 851. maddelerinin (6102 sayılı TTK’nın 933, 965 ve 940. maddeleri) uygulanması gerektiği,
    6762 sayılı TTK’nın 851. maddesi “Gemi, kurtarılamayacak şekilde batar veya tamir kabul etmez hale gelir yahut yurt dışında cebri icra yolu ile bir yabancıya satılarak veya başka bir surette Türk Bayrağı çekme hakkını zayi ederse, talep üzerine sicilden kaydı terkin olunur.” şeklinde olduğu,
    Ancak dosyadaki delillere göre dava konusu geminin davacının iddia ettiği gibi 6762 sayılı TTK’nun 818. maddesi bağlamında “tamir kabul etmez gemi” veya “tamire değmez gemi” sayılamasının mümkün olmadığı,
    Türk Gemi Sicilinde kayıtlı gemiler için bu maddede öngörülen diğer terkin sebeplerinin ise geminin yurt dışında cebri icra yolu ile satışının yapılması veya her ne suretle olursa olsun Türk Bayrağı çekme hakkının yitirilmesi olarak düzenlendiği,
    Dava konusu geminin yurt dışında cebri icra yolu ile satışının yapılmasının da söz konusu olmadığı,
    Ancak dava konusu geminin Brezilya açıklarında ticari sefer sırasında yangın tehlikesi geçirerek hasar gördüğü, gemiye Brezilya Deniz Kuvvetleri tarafından yardım yapılarak kurtarıldığı ve limana çekildiği, Türkiye ve Brezilya'nın taraf olduğu 1910 ve 1926 tarihli sözleşmeler ve 1934 tarihli protokol uyarınca Brezilya Devleti’nin kurtarma ve yardım ücreti isteme hakkına haiz olduğu ve bunun ödenmemesi sebebiyle geminin Brezilya mevzuatında yer alan 1997 tarihli ve 9537 sayılı Yasa'nın 17/2 maddesine göre 21.05.2010 tarihinde müsadere edildiği,
    1997 tarihli ve 9537 sayılı yasanın 17/2 maddesinin Türkçe tercümesinin "…. el konulan gemi denizcilik idaresi tarafından bilinen yere götürülür .... el koymaya sebep olan aykırılık doksan gün içerisinde giderilmelidir. Aksi halde, gemi ihale yoluyla satılır veya müsadere edilir. Mülkiyeti Federasyonun mal varlığına (hazineye) geçer." şeklinde olduğu,
    Bu itibarla söz konusu işlemin Devletçe yapılan bir müsadere olduğu ve bu işlem sonucunda Brezilya Devleti tarafından kazanılan mülkiyetin asli iktisap yoluyla kazanılmış bir mülkiyet olduğu ve bu nedenle gemi üzerindeki ipotek ve sair takyidatların da sona erdiği, bu nedenle gemi mülkiyetinin gemiyi Brezilya Devleti’nden 14.06.2011 tarihinde ihale yolu ile satın alan yeni malike de üzerindeki ipotek ve sair takyidatlardan ari olarak geçtiği,
    Bu durum nedeniyle geminin bu surette Türk Bayrağı çekme hakkını kaybettiği,
    Davalı Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş.’nin gemi üzerinde rehin ve haciz sebebiyle alacak hakkı var ise de geminin müsadere edilmiş olmasına ve yurt dışında cebri icra ile satılması söz konusu olmadığına göre 6762 sayılı TTK'nun 1235. ve 1236. maddesi ile düzenlenmiş olan gemi alacakları ile kanuni rehin hakkı bulunması halinde uygulanacak TTK 1245/2 maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığı,
    Bu nedenle davanın kabulü gerektiği,
    Sonucuna varılmış ve İstanbul Liman Başkanlığı Milli Gemi Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunan Düden gemisinin sicilden terkinine ilişkin talebin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, geminin sicilden 21.05.2010 tarihi itibariyle terkin koşullarının oluştuğunun tespiti ile İstanbul Milli Gemi Sicilden terkinine, gemi mülkiyetinin 14.06.2010 tarihi itibariyle davacı şirkete geçtiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Mahkemece bu doğrultuda verilen karar Dairemizin 2015/5520 esas ve 2016/2250 karar sayılı ve 01.03.2016 tarihli kararıyla gemi kaptanının donatanı temsilen geminin sicilden terkini ve mülkiyetin donatana ait olduğunun tespiti davası açma yetkisi bulunup bulunmadığının değerlendirilip tartışılması için bozulmuştur.
    Mahkemece bozma uyularak bozma konusu husus değerlendirilip tartışılarak kaptanın donatanı temsilen dava açma yetkisi bulunduğu kabul edilerek yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemenin bu karar Dairemizin 2018/3111 esas ve 2019/4887 karar sayılı ve 26.06.2019 tarihli kararıyla bu kere onanmış ve onama kararına karşı davalılarca Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ve Birleşim Varlık Yönetim A.Ş vekilleri tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
    Dava yabancılık unsuru taşıdığı için olayda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un aşağıda metinleri verilen 21. ve 22. maddeleri uygulanacaktır.
    Aynî haklar
    MADDE 21 – (1) Taşınırlar ve taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer aynî haklar, işlem anında malların bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
    Taşıma araçları
    MADDE 22 – (1) Hava, deniz ve raylı taşıma araçları üzerindeki aynî haklar, menşe ülke hukukuna tâbidir.
    (2) Menşe ülke, hava ve deniz taşıma araçlarında aynî hakların tescil edildiği sicil yeri, deniz taşıma araçlarında bu sicil yeri yoksa bağlama limanı, raylı taşıma araçlarında ruhsat yeridir.
    Bu bakımdan mahkemece davanın çözümlenmesinde 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2/1-a  maddesi yollamasıyla 6762 sayılı TTK’nın 851. maddesinin uygulanması gerektiği şeklindeki kabulü doğru olmuştur.
    Aynı şekilde mahkemenin dava konusu geminin davacının iddia ettiği gibi 6762 sayılı TTK’nın 818. maddesi bağlamında “tamir kabul etmez gemi” veya “tamire değmez gemi” sayılamasının mümkün olmadığı ve dava konusu geminin yurt dışında cebri icra yolu ile satışının yapılmasının da söz konusu olmadığı şeklindeki tespitleri de isabetli olmuştur.
    Bunlara karşılık mahkemenin dava konusu geminin Brezilya açıklarında ticari sefer sırasında yangın tehlikesi geçirerek hasar gördüğü, gemiye Brezilya Deniz Kuvvetleri tarafından yardım yapılarak kurtarıldığı ve limana çekildiği, Türkiye ve Brezilya'nın taraf olduğu 1910 ve 1926 tarihli sözleşmeler ve 1934 tarihli protokol uyarınca Brezilya Devleti’nin kurtarma ve yardım ücreti isteme hakkına haiz olduğu ve bunun ödenmemesi sebebiyle geminin Brezilya mevzuatında yer alan 1997 tarihli ve 9537 sayılı Yasa'nın 17/2 maddesine göre 21.05.2010 tarihinde müsadere edildiği, bu işlem sonucunda Brezilya Devleti tarafından kazanılan mülkiyetin asli iktisap yoluyla kazanılmış bir mülkiyet olduğu ve bu nedenle gemi üzerindeki ipotek ve sair takyidatların da sona erdiği ve gemi mülkiyetinin gemiyi Brezilya Devleti’nden ihale yolu ile satın alan yeni malike de üzerindeki ipotek ve sair takyidatlardan ari olarak geçtiği, davalı Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş’nin gemi üzerinde rehin ve haciz sebebiyle alacak hakkı var ise de geminin müsadere edilmiş olmasına ve yurt dışında cebri icra ile satılmış olmamasına göre 6762 sayılı TTK'nun 1235. ve 1236. maddesi ile düzenlenmiş olan gemi alacakları ile kanuni rehin hakkı bulunması halinde uygulanacak TTK 1245/2 maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığı geminin bu surette Türk Bayrağı çekme hakkını kaybettiği şeklindeki kabulü ise doğru olmamıştır.
    Zira dava yabancılık unsuru taşıdığı için dikkate alınması gereken 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 21. ve 22. maddeleri gereğince davanın çözümlenmesinde uygulanacak hukuk Türk Hukuku ve 6762 sayılı TTK’nun 851. maddesi hükümleridir.
    Dava hakkında 6762 sayılı TTK’nun 851. maddesi bağlamında çözümleme yapıldığında bir Türk gemisinin gemi sicilinden terkin edilebilmesi için;
    (a) Geminin kurtarılamayacak şekilde batması veya tamir kabul etmez hale gelmesi,
    (b) Yahut geminin yurt dışında cebri icra yolu ile bir yabancıya satılarak Türk Bayrağı çekme hakkını zayi etmesi,
    (c) Veya geminin başka bir surette Türk Bayrağı çekme hakkını zayi etmesi gerekir.
    Somut olaya baktığımızda;
    (a) Geminin davacının iddia ettiği gibi 6762 sayılı TTK’nun 818. maddesi bağlamında “tamir kabul etmez gemi” veya “tamire değmez gemi” sayılamasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
    (b) Dava konusu geminin yurt dışında cebri icra yolu ile satışının yapılmasının da söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
    (c) Geminin başka bir surette Türk Bayrağı çekme hakkını kaybetmediği anlaşılmaktadır.
    Zira 6762 sayılı TTK’nun 825. maddesinin 823. ve 824. maddelere yollamasıyla Türk Bayrağı çekme hakkının nasıl kaybedileceğini açıkça düzenlemiştir.
    Bu şartlar arasında (yabancı bir devletin kurtarma yardım masraflarından kaynaklanan gemi alacağı nedeniyle gemiyi müsadere etmesi) gibi bir sebep bulunmamaktadır.
    Bir an için geminin Türk Bayrağı çekme hakkını kaybetmesi söz konusu olsa bile ipotekli alacaklıların ve gemi sicil münderecatına göre ipotek üzerinde hak sahibi olan üçüncü şahısların muvafakati sağlanmadan ve 6762 sayılı TTK’nın 1245/1-2 maddesindeki düzenlemeye uyulmadan geminin gemi sicilinden terkini mümkün değildir.
    Dava konusu geminin Brezilya açıklarında ticari sefer sırasında yangın tehlikesi geçirerek hasar görmesi, gemiye Brezilya Deniz Kuvvetleri tarafından yardım yapılarak kurtarılması ve limana çekilmesi nedeniyle Türkiye ve Brezilya'nın taraf olduğu 1910 ve 1926 tarihli sözleşmeler ve 1934 tarihli protokol uyarınca ve ayrıca bu düzenlemeler olmasa bile genel hükümlere göre Brezilya Devleti’nin kurtarma ve yardım ücreti isteme hakkına haiz olduğu açıktır.
    Ancak bu durum sadece olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 1235/1-4 maddesi gereğince Brezilya Devleti için gemi alacağı hakkı doğurur ve bu devletin TTK’nun 1236. maddesi gereğince gemi ve teferruatı üzerinde kanuni rehin hakkı ortaya çıkar.
    Brezilya Devleti’nin bu alacağının tahsil için Türkiye’de veya Brezilya’da gemi malikine karşı cebri icra yoluna başvurarak gemiyi sattırıp gemi alacağını tahsil etmesi mümkündür. Bu yola başvurulduğunda gemi satış bedelinden gemi alacağı ve takip masrafları tahsil edildikten sonra geriye kalan satış bedeli gemi üzerindeki diğer hak sahiplerine ve gemi malikine kalacaktır.
    Ancak Brezilya Devleti geminin değerine göre çok küçük olan bir gemi alacağı için gemiyi müsadere etmiş ve sonra kendisi ihale yaparak gemiyi satmış ve satış bedelinin tamamına sahip olmuştur.
    Böylece Brezilya Devleti’nce gemi ceza hukuk bakımından müsaderesini gerektiren her hangi bir suçta kullanılmadığı halde küçük bir gemi alacağı için gemiyi malikinin elinden alınarak sebepsiz yere zenginleşmiştir.
    Her ne kadar Brezilya Devleti bu müsadereyi kendi mevzuatında yer alan "…. el konulan gemi denizcilik idaresi tarafından bilinen yere götürülür .... el koymaya sebep olan aykırılık doksan gün içerisinde giderilmelidir. Aksi halde, gemi ihale yoluyla satılır veya müsadere edilir. Mülkiyeti Federasyonun mal varlığına (hazineye) geçer." şeklindeki 1997 tarihli ve 9537 sayılı Yasa'nın 17/2 maddesine dayandırmış ise de bu yasa sadece kendi ülkesinde geçerlilik arz etmektedir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 21. ve 22. maddeleri karşısında Türk mahkemelerinin yapacağı yargılamada hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.
    Bu itibarla yerel mahkemenin davayı kabul etmesi ve Dairemizce de yerel mahkeme kararının onanması doğru olmadığından davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçeyle davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi yararına da bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi vekilinin karar düzeltme isteminin KABULÜ ile Dairemizin 2018/3111 Esas ve 2019/4887 Karar sayılı ve 26.06.2019 tarihli onama ilamının kaldırılarak İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/453 Esas- 2018/129 Karar sayılı ve 21.03.2018 tarihli kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalı Müflis Sotrade Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. İflas İdaresi'ne iadesine, 07/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara