Esas No: 2012/1874
Karar No: 2012/4033
Karar Tarihi: 07.06.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1874 Esas 2012/4033 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının uzun süredir eczane mesul müdürü ve eczacı olarak faaliyetini sürdürdüğünü, davacının çalışanlarından birisinin hatası yüzünden meslekten bir ay men edilmesinin yanında 7 ay 23 gün hapisle cezalandırıldığını ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, 1 aylık meslekten men cezasının dolmasından sonra tekrar mesleğini icra etmeye başladığını, SGK ile anlaşma yapıldığını, müvekkilinin şu anda tüm kanuni haklarını kullandığını, davalı kooperatifin eczacıların ihtiyacı olan ürünleri temin etmek amacıyla kurulduğunu, müvekkilinin ihtiyacı olan ürünleri temin etmek amacıyla 05.07.2010 tarihinde davalı kooperatife ortaklık başvurusunda bulunduğunu, yönetim kurulunun 06.07.2010 tarih ve 10/27/A sayılı kararı ile başvurusunun reddedildiğini, ortaklık başvurusunun Kooperatifler Kanunu"na, ... Tüzüğü"ne, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında kanun ile anasözleşmeye uygun olduğunu, buna rağmen kooperatif yöneticilerinin kendisine duyduğu husumet nedeniyle ortaklığa kabul etmediğini ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulunun 06.07.2010 tarihli 10-27/A sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ortaklık başvurusunun yönetim kurulu kararı ile reddedildiğini, Yargıtay içtihatlarına göre davacının, ortaklığa kabul edilmemesine ilişkin kararı, denetçiler vasıtasıyla genel kurula taşıması, genel kurulun da reddetmesi halinde böyle bir dava açmasının gerektiğini, iç başvuru yolları tüketilmeden doğrudan böyle bir dava açılmasının usulsüz olduğunu, yönetim kurulunun ortaklık başvurusunda bulunanların anasözleşmede sayılan ortaklık şartlarını haiz olup olmadıklarını araştırmakla yükümlü olduğunu, Türk Eczacılar ... Tüzüğü"nün 8. maddesine göre, eczacıların, sanat ve mesleğinin icrası sırasında veya dışında, meslek adabıyla bağdaşmayan işlerden kaçınmak zorunda olduklarını, davacının kamu kurumunu dolandırmaktan mahkum olup meslekten men cezasını aldığını, geçmiş dönemde ödeme sıkıntıları olduğunu, kooperatif çalışanları tarafından yapılan araştırmalar sonucu tekrar sıkıntı yaşanabileceğinin tespit edildiğini, davacı ile kooperatif yönetim kurulu arasında husumet bulunduğu iddiasının doğru olmadığını, kooperatife üye olmayan çok sayıda eczanenin faailiyetini rahatça sürdürebildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif üyesi olmayan davacının, yönetim kurulunun üyelik başvurusunun reddine dair kararına karşı genel kurula başvuramayacağından dava açma ehliyetinin bulunduğu ve hukuki yararının olduğu, Kooperatifler Yasası"na göre üye olmak için 8. maddedeki şartların yerine getirilmesi ve ayrıca kooperatifin özelliğine göre ortaklık için aranan şartların bulunması halinde yönetim kurulunun, ortaklığa başvuru taleplerini kabul etmek zorunda olduğu, davacının ortak olabilmesi için eczacı olması ve eczacılar odasına kayıtlı olmasının gerektiği, ilgili ceza mahkemesi kararında verilen hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verildiği, buna göre belirlenen süre içerisinde herhangi bir suç işlenmemesi halinde cezanın hiç verilmemiş gibi kabul edileceği, diğer yandan Eczacılar Odası tarafından verilen meslekten men cezasının belirli bir süreye tabi olduğu ve bu sürenin de dolduğu, sonuç olarak davacının mesleğini yapmasına engel bir hali de bulunmadığından üyelik şartlarını taşıdığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 06.07.2010 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.